27 Ağustos 2010 Cuma

tellthemthatyoulove'em*


İnsanlar geliyolar..
gidiyolar..
sonra geri geliyolar..
sonra gidiyolar..
tekrar geliyolar..
yine gidiyolar..
geliyolar..
gidiyolar..
geliyolar...
gidiyolar...
ve yine geliyolar..
onlara onları sevdiğinizi söyleyin.
ben artık öyle yapıyorum.
şaşırıyolar.
ama insanlar değişebilir di mi ?
düşüncelerinizi duygularınızı gereksiz olduğunu düşünseniz de dillendirin.
mutluluk vericektir.

s*

25 Ağustos 2010 Çarşamba

LarisKonfino*


Sınırları olmaksızın gülen
Her ortama dalıp
çıkmasını da bilen biri o
Sarılarının bazıları fake olsada
Lüleleri ruhunun güzelliğini yansıtır
Her şeye açık
Irın kırını az.
Herkesin sahip olması gereken
Rahatlığından taviz vermeyen
biri o.
daha hiç üzgün ya da sinirli görmememe rağmen
o tarz sıkıntılı duygularının
bir yerlerde varolduğunu düşündüğüm
yansıtmamayı bildiği için
çok şanslı biri o.
Bence Laris,
öss gibi.
her şeye sahip,çoktan seçmeli.
biraz da nutella gibi,
herkesin ortak sevgilisi
ne kadar yesekte baymadığımız birisi.
Bence herkes Laris gibi bi arkadaşa sahip olmalı
DEMİYORUM.
çünkü ona benzer olduğunu sanmıyorum.
Laris iyi ki varsın yavrum.
Daha da pohpohlamıyorum.
Artık blogumdasın.
Şanslısın.
Bir numarasın.
Fiyakalısın.

İyi günler.

s*



p.s. bu kadar övdüğüme bakmayın akşam benle sinemaya gelsin diye yazdım bunları.

21 Ağustos 2010 Cumartesi

noktatışlıksız mutluluk formülizasyonu*


mutluluğu tek bir noktaya bağlamak yorucu..
pek doğru değil..
yapmamızın nedeni o noktayı tanımamız
ve her hareketini bilmemiz
ve tahminlerde bulunabilmemiz..
ama güvenilirliği en yüksek olduğundan dolayı.
rahatça hedefi oraya koyabiliyoruz.
neyse şu an babam geldi bodrum'dan
istediğim peştemal bornozdan getirmiş yihuuuuu
önce bi havuzda denicem baktım cok jonjon
evde giyerim artık =)

sonuç olarak,
mutluluğunuzu benim gibi nokta atışlık yerlere koymayın..
sonra canınız sıkılır..
dağıtın oraya buraya biraz da şuraya ..
kalmasın tek noktada.

iyi günler =)

s*

20 Ağustos 2010 Cuma

jeveuxbienqueleventmeporte*

ay odaya minik bi rüzgar girince heycandan ölüyorum.
yeter istemiyorum klimayla yaşamak!
nolur geri dön rüzgar.
lütfen.
bir tek dileğim var hızlı es yeter.

s*

15 Ağustos 2010 Pazar

frenchkans*


yeni okuduğum kitaba göre
negatiflikten uzak bi şeyler yazmaya çalışıyorum.
hafiften de beceremediğimi hissediyorum.
önceki iç dökümlerime baktığımda cok mutluları
aynı zamanda sıkıntıları görüyorum.
dillendirmek ?
gerçekten lazım mı acaba.
bazen böyle etrafıma bakıyorum
eğer benden daha sıkıntılı olduğunu hissettiğim biri varsa
hafif bi rahatlama geçiriyorum.
ne kadar ayıp ama.
şimdi ise durup dururken
kafamda öyle bi olay kurdum ki anlatsam masal olur.
onu silkelemeye gidiyorum.
bonne journée!

s*

7 Ağustos 2010 Cumartesi

insanları idare etme sanatı*

insanları idare etme sanatı.
gerçekten zor zanaat ama başarana da helal.
naparım;
bi ortama girdiğimde önce hiç konusmam.
insanları dinlerim.
niye sessizsin?
dediklerinde..
bi şeyler sallarım ki fazla sormasınlar diye
ama sonra alıştım mı
bu sefer sessizliğim özlenir..
gibi gibi.
ama insanları idare etmek.
alttan almak.
bunları yavaştan öğreniyorum.
fevri tavırlarımı kendime saklayarak
ya da ev halkından çıkararak dışarıya yansıtmamayı.
daha iyi biliyo musunuz.
deneyin.
farkı siz de görüceksiniz =)

s*