7 Haziran 2009 Pazar

patates baskısı*

kocaman sarıldı.
sadece ordaymış gibi hissetmek için.
sonra parmağıyla havayı işaret etti.
hiç yıldız yoktu.
her geçen uçağı ufo sanardı.
heycanlanırdı.
kutu kutu pense oynadığı günler geldi aklına.
ilk önce arkasını dönen o olurdu.
yoksa sıkılmaya başlardı.
hareket olsun diye döner oyunun sonuna kadar arkası dönük kalırdı.
küçük prens'i okudu.
anlamadı.
seneler sonra bi daha okudu.
çok heycanlandı.
çünkü eski okuduğundan daha çok hoşuna gitmişti.
brüksel lahanası severdi.
çünkü küçüklerdi.
haşlanınca çok eğlenceli gelirdi onları yemek.
her zaman bir uçurtması olsun istedi.
ama nasıl uçurucağını bilmiyodu.
sadece filmlerden gördüğü kadarıyla.
şimdi odasındaki pervaneye bakıyo.
adını 'pervi' koydu.
vantilatörünün adı ise 'vanti'.
her cismin bir ismi olması gerektiğine inanırdı.
halen inanıyo.

s*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder