arkadaş çok önemli bi şey.
ciddi anlamda.
ve bence en önemlisi de
tam da üstüne
osho'nun dediği;
insanın arkadaşı
onun kendi kalitesini belli ediyor. (osho)
çok memnunum seçimlerimden.
pişmanlıklarım var ya da yok farketmez.
gidenler & katılanlar.
geri dönecekler.
kararsızlar.
bunların hepsi birer tecrübedir.
yaşamak gerekir.
zaten denemediğin bir şey hakkında yorum yapma
hakkına sahip misin ki ?
malesef.
kimse üstüne alınmasın.
genel konuşuyorum ben.
ama tekil olabilen, kendinden sorumlu olan arkadaşlarım var.
benim problemlerime yardımcı olan fakat,
bunları kendi problemi olarak görmeyen,
ona göre de davranmayan.
anlatabiliyorum heralde.
herkes kendinden sorumlu bu dünyada.
bunu unutmasın insan.
beraber yaşıyoruz ama..
söylemek istemezdim,
live together, die alone.
şu an tv de gossip girl izliyorum kafam da oraya gitti.
o zaman devam etmiyorum.
yarıda kalmış bu hayat dersini daha sonra tamamlamak üzere..
burada bırakıyorum.
esen kalın,
s*
30 Temmuz 2011 Cumartesi
29 Temmuz 2011 Cuma
9 dakikalık beyin tomografisi*
bazen yetmeyebilir anlamaya kelimeleri
beyin içindeki hücreleri
orda durur düğmeleri
kafası çalışsın diye
çevirmeli dümenleri
hayır mecaz diil
gayet realist
gayet sözlük anlamı
ilk kelime
şu anda içimden geleni yazıyorum
anlam aramak yanlış olur
dahası
kayb-ı vakit olur
başarıcam inanıyorum.
ağzım mühürlü
hareketlerimden anla ne dediğimi
ne yaptığımı
benden uzak dur demicem
cünkü duramazsın
dediğimde karışıcak olan kafanın
sorumlusu emin ol ki ben diilim
çünkü bu kadar sevgi olmasa ortada
unutur giderdin
ama halen peşimdesin
beni yaşatanlardan birisin
helal olsun
ben böyle yürek görmedim
böyle sevgi
şimdi çocuk büyümekte gün be güüüüüüün
diye devam eden şarkılarda buluruz belki seni beni
onu, bizi hepimizi.
bye bye love
bay bay hepiniz.
işte böyle bi şey benim masalım.
güneş gitmeden havuza girmem.
dalga yoksa denize girmem.
insan arınmalı
farkında olmalı
şu an parmağımdan ne çıkıyosa yazıyorum
aynı Küçük İskender gibi
triplenmiş ellerim
bastıkça basıyolar
ah şu teknoloji sen nelere kadirsin
elimde kalem olaydı yazamazdım böle
şu an trans halinde gibiyim
çok acaip
kendimi garip hissediyorum
beyaz kiraz reçeli ordan bakıyo
ben bunu kendim için yazıyorum
galiba yeni bi yöntem buldum
kafa dağıtmak için
hah işte aynen uyguluyorum
yoruldum şu an.
iyi günleriniz olsun,
esen kalın,
s*
beyin içindeki hücreleri
orda durur düğmeleri
kafası çalışsın diye
çevirmeli dümenleri
hayır mecaz diil
gayet realist
gayet sözlük anlamı
ilk kelime
şu anda içimden geleni yazıyorum
anlam aramak yanlış olur
dahası
kayb-ı vakit olur
başarıcam inanıyorum.
ağzım mühürlü
hareketlerimden anla ne dediğimi
ne yaptığımı
benden uzak dur demicem
cünkü duramazsın
dediğimde karışıcak olan kafanın
sorumlusu emin ol ki ben diilim
çünkü bu kadar sevgi olmasa ortada
unutur giderdin
ama halen peşimdesin
beni yaşatanlardan birisin
helal olsun
ben böyle yürek görmedim
böyle sevgi
şimdi çocuk büyümekte gün be güüüüüüün
diye devam eden şarkılarda buluruz belki seni beni
onu, bizi hepimizi.
bye bye love
bay bay hepiniz.
işte böyle bi şey benim masalım.
güneş gitmeden havuza girmem.
dalga yoksa denize girmem.
insan arınmalı
farkında olmalı
şu an parmağımdan ne çıkıyosa yazıyorum
aynı Küçük İskender gibi
triplenmiş ellerim
bastıkça basıyolar
ah şu teknoloji sen nelere kadirsin
elimde kalem olaydı yazamazdım böle
şu an trans halinde gibiyim
çok acaip
kendimi garip hissediyorum
beyaz kiraz reçeli ordan bakıyo
ben bunu kendim için yazıyorum
galiba yeni bi yöntem buldum
kafa dağıtmak için
hah işte aynen uyguluyorum
yoruldum şu an.
iyi günleriniz olsun,
esen kalın,
s*
haydi gel oynayalım*
beni her geçen gün olgunlaştırdığınız için
sizi seviyorum.
ama çok devam etmeyin,
yoksa çocukluğumu unutucam.
derler ya..
bi gün yaşlanıcam ama asla büyümicem.
aynen.
sizinle oynayabilirim..
her zaman..
ama aynı kafada olamayız.
çünkü sayenizde büyüdüm ben.
dedim ya olgunlaştım.
bu yüzden sadece oyun arkadaşı olabiliriz.
beklerim bizim mahalleye.
oynarız biraz,
eski günlerin hatirinde.
s*
sizi seviyorum.
ama çok devam etmeyin,
yoksa çocukluğumu unutucam.
derler ya..
bi gün yaşlanıcam ama asla büyümicem.
aynen.
sizinle oynayabilirim..
her zaman..
ama aynı kafada olamayız.
çünkü sayenizde büyüdüm ben.
dedim ya olgunlaştım.
bu yüzden sadece oyun arkadaşı olabiliriz.
beklerim bizim mahalleye.
oynarız biraz,
eski günlerin hatirinde.
s*
21 Temmuz 2011 Perşembe
2046 yılının Aralık ayı.
Aralık 2046,
bugün kafamdan hayatımın bi bölümünü yazıyodum.
daha doğrusu yazıya döküyodum ama kafamda.
Şöyle başlıyo,
Siz adayı bilir misiniz?
Ama öyle herhangi bir ada değil.
Büyükada.
Hani herkesin hayatında birkaç kez uğradığı,
Kimisinin yazlığa sahip olduğu,
Yaşadığı.
Hah işte ordan bahsediyorum.
Tabi siz bilmezsiniz.
Siz yenisiniz.
Adayı hiç böylesine hissedemezsiniz.
Sert çıktım belki ama üzgünüm, bazı gerçekleri değiştiremiyoruz.
Neyse o.
Burda büyüdüm ben.
Dönemlerim oldu gelmedim, gelemedim.
Dönemlerim oldu yetişemedim.
Ama hiç küsmedim.
Halen vapurdan indiğim anda yaşadığım mutluluk,
toprağı öpme isteği, havasını içime çekme durumu var.
Devam ediyor.
Hiç bitmedi.
Çocukluk arkadaşlarım var benim,
ergenlik arkadaşlarım var benim,
çok arkadaşım var benim.
Allah hepsini korusun.
Hatırlarım 22-23 yaşlarındaydım.
O yaz adaya fena tutulmuştum.
Hani kışları giderdim ara sıra ama o zamanki gibi değil.
Sanırsam 2010 sonbaharıydı, arkasından gelen 2011 kışı.
O dönem, çok geldim adaya.
Çok yaşadım.
Çok gördüm.
Çok tanıdım.
Kimisinde bohem hayatın dibine vurdum,
Kimisinde yanlızlığın keyfini çıkardım.
Ayrı güzel zamanlar.
Ben o dönem az da olsa adalı oldum.
Sohbetleri anladım.
Muhabbetlere takıldım.
Derlerdi 'değişik be kanka' diye.
Gerçekten değişikti.
Şimdi 52 yaşındayım.
Halen herkesle selamlaşırım.
Kimisinin saçı beyazladı, kimisi çoluk, çocuk, toruna karıştı.
Ama hepsi halen aynı temiz yüreklilikle ve gülen yüzüyle selamını verir.
2 kelam sohbetini yapar.
İşte ben bunu severim.
Çok anı biriktirdim bugüne kadar.
Bu da hayatımın bir dönemi işte..
İnsan tanıyabildiği kadar kişi tanımalı,
Tanımakla yetinmemeli, konuşmalı tanışmalı, vakit geçirmeli.
Hayat değer kazanıyor.
Gerçekten.
O çok farklı pürüzler var ya.
Hah işte onları zımparalıyor.
Güneşin altında, hiç esmeyen bir havada.
O güzel işte.
Herkes anlayamaz.
Herkes hissedemez.
Adayı bilmek, tanımak,
Onu yaşamak çok farklı.
Aralık 2046
s*
bugün kafamdan hayatımın bi bölümünü yazıyodum.
daha doğrusu yazıya döküyodum ama kafamda.
Şöyle başlıyo,
Siz adayı bilir misiniz?
Ama öyle herhangi bir ada değil.
Büyükada.
Hani herkesin hayatında birkaç kez uğradığı,
Kimisinin yazlığa sahip olduğu,
Yaşadığı.
Hah işte ordan bahsediyorum.
Tabi siz bilmezsiniz.
Siz yenisiniz.
Adayı hiç böylesine hissedemezsiniz.
Sert çıktım belki ama üzgünüm, bazı gerçekleri değiştiremiyoruz.
Neyse o.
Burda büyüdüm ben.
Dönemlerim oldu gelmedim, gelemedim.
Dönemlerim oldu yetişemedim.
Ama hiç küsmedim.
Halen vapurdan indiğim anda yaşadığım mutluluk,
toprağı öpme isteği, havasını içime çekme durumu var.
Devam ediyor.
Hiç bitmedi.
Çocukluk arkadaşlarım var benim,
ergenlik arkadaşlarım var benim,
çok arkadaşım var benim.
Allah hepsini korusun.
Hatırlarım 22-23 yaşlarındaydım.
O yaz adaya fena tutulmuştum.
Hani kışları giderdim ara sıra ama o zamanki gibi değil.
Sanırsam 2010 sonbaharıydı, arkasından gelen 2011 kışı.
O dönem, çok geldim adaya.
Çok yaşadım.
Çok gördüm.
Çok tanıdım.
Kimisinde bohem hayatın dibine vurdum,
Kimisinde yanlızlığın keyfini çıkardım.
Ayrı güzel zamanlar.
Ben o dönem az da olsa adalı oldum.
Sohbetleri anladım.
Muhabbetlere takıldım.
Derlerdi 'değişik be kanka' diye.
Gerçekten değişikti.
Şimdi 52 yaşındayım.
Halen herkesle selamlaşırım.
Kimisinin saçı beyazladı, kimisi çoluk, çocuk, toruna karıştı.
Ama hepsi halen aynı temiz yüreklilikle ve gülen yüzüyle selamını verir.
2 kelam sohbetini yapar.
İşte ben bunu severim.
Çok anı biriktirdim bugüne kadar.
Bu da hayatımın bir dönemi işte..
İnsan tanıyabildiği kadar kişi tanımalı,
Tanımakla yetinmemeli, konuşmalı tanışmalı, vakit geçirmeli.
Hayat değer kazanıyor.
Gerçekten.
O çok farklı pürüzler var ya.
Hah işte onları zımparalıyor.
Güneşin altında, hiç esmeyen bir havada.
O güzel işte.
Herkes anlayamaz.
Herkes hissedemez.
Adayı bilmek, tanımak,
Onu yaşamak çok farklı.
Aralık 2046
s*
6 Temmuz 2011 Çarşamba
bozmada*
adaya geldim.
çok fazla mutluyum.
bozmaz.
bozmaz bozmaz bozmaz bozmaz dediler.
bozmadı.
bozmaz.
bozmaz ya =)
ada bizim sonuçta.
seviyorum her şeyini.
havasını, suyunu, kedisini, köpeğini..
her yerini.
s*
çok fazla mutluyum.
bozmaz.
bozmaz bozmaz bozmaz bozmaz dediler.
bozmadı.
bozmaz.
bozmaz ya =)
ada bizim sonuçta.
seviyorum her şeyini.
havasını, suyunu, kedisini, köpeğini..
her yerini.
s*
2 Temmuz 2011 Cumartesi
Dolaşıyorum avareeeeeee*
şu anda ofiste kulaklıklarla son ses
Sezen Aksu'nun yeni şarkısı 'Unuttun mu beni?' ya da 'Avare'yi dinliyorum.
Şarkının bi başında bi ortasında acaip hosuma giden bi melodi var.
'Unuttun mu beni..' ve 'Avare' kısımları
haha.
şimdi gördüm şarkıya ismini veren kısımlarmış zaten =)
O melodiler insanı yakalayan melodiler aslında.
Nasıl desem..
Hani biçok insanı aynı anda çekebilen bir nota dizisi.
Dün konuştuk daha, hep söylerim,
Tarkan'ın albümünü alıp 2. kez dinledikten sonra beğendiğimiz şarkıları anlarız.
-Alakasız-
Ara sıra saçmalamak lazım, spontanlığın dibine vurmak lazım.
Dünkü programımı yapmama olanak sağlayan patronuma çok teşekkür ederim.
Kafama esti, gittim adaya..
En eğlencelisi o zamanlar işte.
Herkes orda, yanında.
Eğlenmek var sadece.
En güzeli.. çünkü ara sıra,
Kendimize CANLI olduğumuzu hatırlatmamız ve ispatlamamız lazım.
A Bientot,
s*
Sezen Aksu'nun yeni şarkısı 'Unuttun mu beni?' ya da 'Avare'yi dinliyorum.
Şarkının bi başında bi ortasında acaip hosuma giden bi melodi var.
'Unuttun mu beni..' ve 'Avare' kısımları
haha.
şimdi gördüm şarkıya ismini veren kısımlarmış zaten =)
O melodiler insanı yakalayan melodiler aslında.
Nasıl desem..
Hani biçok insanı aynı anda çekebilen bir nota dizisi.
Dün konuştuk daha, hep söylerim,
Tarkan'ın albümünü alıp 2. kez dinledikten sonra beğendiğimiz şarkıları anlarız.
-Alakasız-
Ara sıra saçmalamak lazım, spontanlığın dibine vurmak lazım.
Dünkü programımı yapmama olanak sağlayan patronuma çok teşekkür ederim.
Kafama esti, gittim adaya..
En eğlencelisi o zamanlar işte.
Herkes orda, yanında.
Eğlenmek var sadece.
En güzeli.. çünkü ara sıra,
Kendimize CANLI olduğumuzu hatırlatmamız ve ispatlamamız lazım.
A Bientot,
s*
Kaydol:
Yorumlar (Atom)