29 Aralık 2016 Perşembe

benim normal insanlar gibi saçlarım yok.
böyle açınca kendi dursun.
normal insanlar gibi arkadaş gruplarım yok.
okazyonel birliktelikler var.
benim normal insanlar gibi düşüncelerim yok.
hafiflemiş paranoyalarım var.
benim açık hedeflerim yok.
içimde kendime anlatamadıklarım, istediğimi bilip bilmediklerim var.
benim tatlı bir egom var.

şu son zamanlarda en çok ne istiyorum biliyor musunuz?
çok içten kahkaha atıp, uzun uzun gülmek.
ne kadar oldu gülmeyeli bilmiyorum..

insanın canı acıyınca gülemez mi?

28 Aralık 2016 Çarşamba

yaz sil, yaz sil, yaz sil.
yaptığım başka bir şey yok.
ha bi de tek başıma market gezer, sinemaya giderim.
genelde sıra başı koltukları tercih ederim.
en küçük popcorn menüsü alırım. Kolası mutlaka Zero olur.
bilerek hafif aç giderim ki popcorn'un zevki çıksın.
ağlanacak şeyler basit gelir, gülünecek şeylere ağlarım bi de.
öyle bi dünya işte.

24 Aralık 2016 Cumartesi

Öyle güzel sevildim ki.
Artıları da var eksileri de.
Ama siz güzel sevilmenin ne olduğunu bilir misiniz?
Sevgiden başının dönmesini bilir misiniz?
Üzülürsün, ağlarsın ama yine de 'güzel sevildim be' diyebilir misiniz?
Ben derim.
Ne kadar üzülsem de, ne kadar ağlasam da güzel sevildiğimi biliyorum.
En önemlisi de o zaten.

16 Aralık 2016 Cuma

Saçım ağrıyor.
Sebepsiz saçlarım ağrıyor.
Bilmez ki kimse nasıl kötü, nasıl geçmeyen bir acı olduğunu.
Bilmesin zaten.
Saçlarımı yolmak veya geçici tedavi olarak fön tutmak gerek.
Neyse, kafam bi dünyayken saçım da ağrısın yapacak bir şey yok.
Hiç yok.
o kadar hiç bir şey ki.
anlamlandıramamanın diplerindeyim.
ait hissetmiyorum.
hiç ait hissetmiyorum.
rutinim yok, oluşmuyor.
sıkıldım.
gerçekten.

8 Eylül 2016 Perşembe

Sahip olmak ne güzel.
Güzel bir şeye sahip olmak da güzel.
Sahibiyet toptan güzel..
Hissetmek, hissedebilmek çok güzel.
Mutluluk zor işte. Anlık da olsa bulmak zor.
Aslında anlıkları biraz da kendimiz yaratıyoruz.
Ara sıra yaşlanan gözüm.
Ara sıra aklıma düşenler.
Ah be Prinkipo ne çok seviyorum seni.
Eskisi gibi olmasa da aramız, eskisi kadar görüşemesek de hep varsın.
Hayatımdasın ve büyük bi parçasın.
Her noktan ayrı güzel.
Hani hep yazardım, söylerdim ya eskiden.
Prinkipo bi tane diye.
Ara sıra üstüne de gelsem, çıldırsam da yine yolunda buluyorum kendimi.
Eskiden yazı kışı yoktu.
Çok savaş verdim seninle kalmak için.
Soğuktun, ona rağmen yanında kaldım.
Uzaktın, ona rağmen en son dakikaya kadar senle kaldım.
Bana en güzelini bana en kötülerini yaşattın ama sorun değildi senden vagzeçmedim.
Aynı yerlerine binlerce defa gittim.
Büyüdüm. Senin de payın var Prinkipo.
Yaş aldım, hayatımın en güzellerini yaşattın.
Sepya tonlarınla, en sevdiğim akşam üstlerinle seni seviyorum Ada'm.
Affet beni ne kadar olamasam da o kadar varolduğuna seviniyorum.
Bence sen beni seversin. 
Bence biz birbirimizi severiz.
Zaman nereye götürürse, ne gösterirse..
Ne kadar istenirse, ne kadar göstermeden de hissettirebilirse o kadar yeterli..

s*

2 Eylül 2016 Cuma

normal nedir, nedir normal?

an itibariyle çok yorgunum.
renk vermemeye çalışmaktan, normalmiş gibi davranmaktan.
normal nedir?
normal nasıldır?
normal ne demek?
göz yaşlarımı öylesine akıtmak istiyorum ki bitsin.
böyle oturayım, ağlayayım, ara sıra değil. saatlerce.
ağlayayım da bitsin.
vücudumun bana destek verdiği tek konu ağlayabilmek.
durup dururken, hiç beklemediğim anda.
işe giderken, toplantıya giderken.
kafayı başka yöne çekmeye çalışmaktan yoruldum.
yok gibi olmamış gibi davranmaktan yoruldum.
rutinimin bozulmasından yoruldum.
karnım ağrıyor.
niye ağrıdığını bile anlamıyorum.
eskisi gibi diyorum.
eskisi nedir? veya eskisi neydi ki?
hangi eski?
eskiden kaç yaşındaydın? - tam bu soru gibiyim.
bir bilinmezlik bir çıkmaz.
yardım arıyorum, sonra istemiyorum.
sonra tekrar istiyorum.
ben ne yapıyorum.
neden yapıyorum.
normal nedir ya?

nedir bu normal?


1 Eylül 2016 Perşembe

j'ai laissé mon petit coeur violet.
pour toi.

s*

31 Ağustos 2016 Çarşamba

şarkılar ne çok şey anlatmaz mı*

Şarkılar ne çok şey anlatır.
Ne çok şarkıda kendini bulursun.
Ama söyleyenini seversin, ama söyleyenini sevmezsin.
Sözleri yeter zaten.
Müziğine de çok bakmazsın.
Şarkılar iyi ki varlar.
Kendini anlatamadığın noktada yardımına koşarlar.
Sana söz olurlar, ağzından çıkaramadıklarını, kafanda olan ve söyleyemediklerini dile getirirler.
İyi ki şarkılar var.
Şarkılar iyi ki var.
La la lalaa..

s*



18 Ağustos 2016 Perşembe

gerçektenyazdıklarımıbiriokuyorhissinekapıldım*

galiba birileri blogumu okuyor !?
Veya blogspot halime üzülmüş.
Deli deli yazıyor bu biraz bakmış gibi yapalım diye.
Yok ya yine saçmalarken bulunca kendimi vazgeçiyim dedim.

Bugün biri bana dedi ki: sosyal medyaya hiç ağlayan, veya karnın ağrırken veya çok da görülmeye değer olmayan bir fotoğraf koydun mu hiç?
Hayır dedim.
Hepsi gülüyor, hepsi görülneye değer di mi? dedi.
Evet dedim.
Tamam o zaman demek istediğimi anladın dedi.

Bence aşırı doğru bu arada.
Ama yine de ben seviyorum bakmayı n'aparsın.

Kafam çok kokteyl, aşırı kokteyl hem de. Tadı gelmeyen, içtikçe içiren ve farkettirmeden sarhoş eden kokteyl gibi.
Niye yazıyorum, beni birilerinin okuduğuna inandığım için, oysa ki istatistiklerde hata vardır muhtemelen.

Kim bakacak yoksa? Ay merak etmedim değil. Neyse aman gizli kalsın.
Hayatımın bir kenarı hoş olsun bana yeter :)

s*

baybay

tasarlasam da olmayacağını biliyorum.
hem tasarlamak da neymiş.
olur mu öyle şey.
sadece hayal kurarım kime ne.
gerçi evet kime ne.
kimseye de söylemem.
zaten canım da çekmiyo söylemek.
aman sıkıldım yine.
hayal kursam nolucak, kurmasam nolucak.

Ben gidiyorum.
bay

s*

Serenayasevgiler

kimsenin okumadığını bile bile yazıyorum senelerce.
aslında daha iyi.
popüler kültürün içinde popüler olamayan bir bloga sahip olmak mütüş.

canım sıkılıyor. çok sıkılıyor. mide kaslarım spor yapmadan sıkılaştı.
ne düşünüyorum ben? hiç.
kopuk vaziyetteyim.
adapte olabildiğim bir yemek bile yok.
düşün ya yemeğe adapte olamıyorum, konsantre olamıyorum.
önümdeki hamburgerden akan sosu bile yalarken hissim değişmiyor.
depresyon desem, hiç.
Belki de kendimi gösterme çabası.
gizli histeri olabilir mi?
al işte Fransızca öğrendiğim psikoloji dersinden anca bu kadar yorum yapabiliyorum.

aynaya bakıp kendinizi görmediğini oldu mu hiç?
kime soruyorum arada, burası benle benim aramda bir de rast gelirse 3-5 dost işte.

yazıyosun da Serena neye yazıyosun?
Herkesin çabası aynı, sesini duyurmak mesaj vermek.
kalaydık be biz cep telefonsuz dönemde ya keşke ya.

hep diyorum ya tek derdim yandaki köyde neler oluyor diye düşünmek olsaydı.
ama o zaman da bunu dert edinirken şehir hayatını merak ederdim falan filan.

Lafın kısası Serenacım, senin kafa baya gitmiş. Belki de asıl geldiği hal budur? Bilebilir misin?
Kendine karşı ne kadar da naziksin canım. Öyleyim di mi? Çok tatlısın. Teşekkürler.

"deli hareketi sergilemek" veya tüm deli dediğimiz şeylerin bize uymamasından gelen eminlik, kesin doğrudurculuk.

Al kendi kendine kafanı dağıttın bravo Serenacım.

Kafanı bulduğunda haber verirsin.

Sevgiler,
s*

27 Temmuz 2016 Çarşamba

yorumsuzlardansınız

İnsan kendini anlamaz mı.
Bu kadar mı bağlıdır alışkanlıklarına körü körüne.
Karşısındakini sevmek deli gibi sevmek isteyip yapamamak nasıl bir acizliktir.
Nasıl bir zavallılıktır.
Acınası bence. Acımak gerek.
Boşuna akan göz yaşları neyi saklar ki?
Korkuyu mu? Neyi?
Nefret olmasın sadece. Eğer bu sonu getirecekse, nefrer olmasın.
Hiç hem de. Dengesiz olmak kolay, çok kolay sanırsın.
Değil, hiç değildir aslında.
Tek suçlu kalp ve beyin takımı.

S*

14 Mart 2016 Pazartesi

nasıl bir karar vermem gerektiğini bilmiyorum.
neyin doğru olduğunu bilmiyorum.
anlamıyorum da.
anlamıyorum ve bilmiyorum.

12 Şubat 2016 Cuma

Beni bu hayattan soğutan herkese sesleniyorum.
Elinize ne geçiyor merak ediyorum.
İyi niyetimi sonuna kadar harcamak. Gerçekten mi?
Ben değişemiyorum, siz de değişmeyeceksiniz zaten.
Bu hep böyle devam edecek.
Ben hasta olacağım, sonra iyileşeceğim, sonra tekrar hasta olacağım.
Beni üzmeye, sıkmaya, kırmaya devam edin olur mu.
Rutinimi bu şekilde oluşturdunuz zaten.
Her gün içimdeki bağırarak ağlamak isteğini artırdığınız için de teşekkür ederim.
Kendi kendime zarar vererek, 2 parça tebessüm için kendimi şaklaban ederek ben hata yapıyorum aslında.
Sorumluluklarımı acı çekerek gerçekleştirmek zorunda değilim, ama siz bunu böyle kurguladınız.