kimsenin okumadığını bile bile yazıyorum senelerce.
aslında daha iyi.
popüler kültürün içinde popüler olamayan bir bloga sahip olmak mütüş.
canım sıkılıyor. çok sıkılıyor. mide kaslarım spor yapmadan sıkılaştı.
ne düşünüyorum ben? hiç.
kopuk vaziyetteyim.
adapte olabildiğim bir yemek bile yok.
düşün ya yemeğe adapte olamıyorum, konsantre olamıyorum.
önümdeki hamburgerden akan sosu bile yalarken hissim değişmiyor.
depresyon desem, hiç.
Belki de kendimi gösterme çabası.
gizli histeri olabilir mi?
al işte Fransızca öğrendiğim psikoloji dersinden anca bu kadar yorum yapabiliyorum.
aynaya bakıp kendinizi görmediğini oldu mu hiç?
kime soruyorum arada, burası benle benim aramda bir de rast gelirse 3-5 dost işte.
yazıyosun da Serena neye yazıyosun?
Herkesin çabası aynı, sesini duyurmak mesaj vermek.
kalaydık be biz cep telefonsuz dönemde ya keşke ya.
hep diyorum ya tek derdim yandaki köyde neler oluyor diye düşünmek olsaydı.
ama o zaman da bunu dert edinirken şehir hayatını merak ederdim falan filan.
Lafın kısası Serenacım, senin kafa baya gitmiş. Belki de asıl geldiği hal budur? Bilebilir misin?
Kendine karşı ne kadar da naziksin canım. Öyleyim di mi? Çok tatlısın. Teşekkürler.
"deli hareketi sergilemek" veya tüm deli dediğimiz şeylerin bize uymamasından gelen eminlik, kesin doğrudurculuk.
Al kendi kendine kafanı dağıttın bravo Serenacım.
Kafanı bulduğunda haber verirsin.
Sevgiler,
s*
18 Ağustos 2016 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder