3 Aralık 2009 Perşembe

ohio'nun oralardanım*

paris 2. gün:
demin kapının önünde çok cici bi amerikalıyla tanıştım.
kendisi fransızca konuşabilen nadir amerikalılardan sanki.
çok şirin bi şekilde grammaire hatası yapmamaya çalışarak
konuşmaya çalıştı benle.
konuştu da.
ona grameri düşünmemesini ve içinden geldii gbii konuşması gerektiğini söyledim.
yoksa insan akıcı konusamaz ve hep hata yapmamak için uğraşır.
bu dili yavaşlatır.
çirkinleştirir.
daha sonra uykusu geldiği için yuları çıkan dostumuz.
2 dakika sonra kendi doldurduğu bi CD'yi vermek için geri geldi.
'je veux vous donner cd CD' diyerek.
bende bana vous demesine gerek olmadığını ve çok sevindiğimi söyledim.
ne kadar güzel ya.
sadece kapının önünde meraba dediğin biriyle tanışmak.
biriyle değil aslında birçoğuyla.
işte bu yüzden utanmamazlığı seviyorum.
herkesle konuşucaksın.
herkesle iletişim kurucaksın.
hayat renkleniyo işte böle bi anda.
teşekkürler amerikalı dostum.
mutlu ettin beni.

s*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder