ah 2010.
ne seneydin be annem ya.
acısıyla tatlısıyla demicem cünkü acaip bi karmaşa.
3-5 dönem bi arada yaşadım şaka gibi.
fransa + boş gezen + tur şirketi stayla + ada madness + okulun son senesi başlangıcı.
vay be.
rutinin 3948349 bozuluşu.
yeni rutinler yaratmaca.
serena gülüm ya sen neler yaptın ya ?
ama 2010 cok iyi geldi açıkçası.
neler öğrendim ?
insanları tanıdım.
her çeşit, her yerden, her memleketten insan tanıdım.
çok gördüm diyorum ama..
öyle abartmıyorum..
kendime göre çok gördüm diyelim.
çok gördüm, çok güldüm, güzel ağladım.
üzüldüm ağladım.
sevindim ağladım.
saçmaladım ağladım.
zorladım ağladım.
ah ne çok ağladım.
ama çok rahatladım.
doludolu bi sene.
anlatsam kitap olur cinsinden.
çok güzel insanlarla tanıştım.
(bunu daha evel söyledim ama sıfatı değiştirerek devam edeceüm)
beni tanıyan insan sayısının çok da fazla olmadığını öğrendim.
tanıdığını sananları da tanıdım.
çok narsistim.
kendime tapıyorum.
ne dedim ben ? bencildir insan.
insanız hepimiz.
benciliz her birimiz.
dün açık büfe sınırsız çin yemeği yedik.
5 tabak falan değiştirdim.
3 kase de çorba içtim.
oh olsun.
acısını çıkardım tatmak istediğim her şeyin.
ondan da ondan da.
neye bağlicam biliyo musunuz ?
o büfede o kadar çok çeşit var ki;
insanın gözü dönüyo,
bi anda her şeyden deli gibi alıyosunuz,
sonra?
2 lokmada tıkanıyosunuz.
ama ben naaptım ?
önce 1 tabak çorba içtim,
midemi açtım.
sonra azar azar özenle aldığım bütün yemeklerden yedim.
gittim aldım yine yedim.
AMA AZAR AZAR.
öyle çok değil ki.
diğerini tadarken ki zevkim gitmesin halen aç olayım diye.
hayat da böyle.
açık büfe çin yemeği gibi.
çok farklı tadlar, insanlar var.
bokunu çıkarmadan.
azar azar yaşayacaksın ilişkilerini.
dengede tutucaksın.
o dengeyi bozmicaksın.
noodle'ı bi tabak almicaksın.
azıcık noodle, azıcık tatlı-ekşi tavuk- 1 börek, 1 çin mantısı...
'çok' çok zararlı.
midene oturur.
abartırsan.
kandırmayı öğrendim kendimi.
dobra olmak nereye kadar.
şişmanlatmıyo sanıyosun ya içinde sebze var diye.
yok efendim.
öyle bi şey yok.
ne kadar da sebze olsa onu kızarttıkları yağ paha biçilemez.
herkesin de böyle yanları var.
biraz iyi biraz kötü, biraz zararlı biraz öyle biraz böyle..
her zaman iyi yanlarını alamazsın.
unutma ki sebzeler de yağla kızarır.
bu da son sözümdür.
HAYAT AÇIK BÜFE ÇİN YEMEĞİDİR.
AZAR AZAR HEPSİNDEN YİYECEKSİN.
Bİ ANDA SALDIRMADAN.
DENGELİCEKSİN.
2o1o bu da sana son lafım;
Beni mutlu ettin, beni üzdün, beni sıktın ama..
Beni adam ettin, insan olduğumu bir kez daha gösterdin.
Kendine iyi bak!
Au revoir!
s*
30 Aralık 2010 Perşembe
25 Aralık 2010 Cumartesi
aynalaraküsmüşün*
yapıcak bi şey yok tabi.
o kadar can sıkıntısına ne iyi gelebilir ki ?
kolay mı peki böyle.
soruya soruyla cevap vermek.
ancak iyi bi cevabın olmadığında olur.
korktuğunda, tepkiyi tahmin edemediğinde..
karşındakini tanıyamadığında.
soru sorarsın.
cevaplardan kaçarsın.
neden kendine bu acıyı çektiriyosun ki?
neden üzüyosun ?
bu kadar basit bi şey için.
kendini dünyanın merkezinde sanmak çok kolay.
çünkü direk ortaya koyuyosun.
yer/yön problemin olmuyo.
belki de o sana gönderilmiş bi hediyeydi.
öyleydi.
değerini bilemedin belki de.
şarkı sözüne benzedi bi an yukardakiler.
ama şöyle ki..
bir şarkı kadardı zaten.
noluyo biliyo musunuz
karşımıza çıkıyolar beklemedik anda.
fırsatlar.
ama o fırsatlar ne zaman ki
sinir yapıyolar, geleceği kapatıyolar,
ilerisini göstermiyolar, can sıkıyolar..
işte o zaman geçersiz oluyolar.
ben böyle fırsatın... diyoruz.
hediyene çok iyi davrandın.
hediyen de beklemiyodu bu ilgiyi senden.
onu kucakladın.
yanına aldın.
ama kendini daha çok seviyosun.
olay orda.
ÖNCE, herkesten önce kendini seveceksin.
yoksa yaşayamazsın.
hani böyle 'inanılmaz aşklar' var ya.
onlar da bile kişi ilk kendini düşünür.
kendi mutluluğunu.
karşındakini düşündüğünü sanar, çok aşıktır.
ama aslında karşındakinin mutlu olması,
onun mutluluğu olduğundan, bak dönüşlü fiil gibi..
yine kendisi için.
sevilmeyi çok seviyoruz.
değer verip/alırken problem yaşıyoruz.
bu gerçekten böyle.
benciliz.
ama bencil negatif anlamda değil.
bencil olmak zorundayız.
sen, kendin.
çok önemlisin.
şimdi bi düşün,
ya aynalar olmasaydı ?
ya yanımızdaki tarif etmek zorunda olsaydı bize kendimizi ?
hah işte o zaman çok zorlanırdık.
bizi, bizim gördüğümüz kadar güzel göremez hiç kimse.
bencil yaratıklarız.
aşk oyununda bile.
s*
o kadar can sıkıntısına ne iyi gelebilir ki ?
kolay mı peki böyle.
soruya soruyla cevap vermek.
ancak iyi bi cevabın olmadığında olur.
korktuğunda, tepkiyi tahmin edemediğinde..
karşındakini tanıyamadığında.
soru sorarsın.
cevaplardan kaçarsın.
neden kendine bu acıyı çektiriyosun ki?
neden üzüyosun ?
bu kadar basit bi şey için.
kendini dünyanın merkezinde sanmak çok kolay.
çünkü direk ortaya koyuyosun.
yer/yön problemin olmuyo.
belki de o sana gönderilmiş bi hediyeydi.
öyleydi.
değerini bilemedin belki de.
şarkı sözüne benzedi bi an yukardakiler.
ama şöyle ki..
bir şarkı kadardı zaten.
noluyo biliyo musunuz
karşımıza çıkıyolar beklemedik anda.
fırsatlar.
ama o fırsatlar ne zaman ki
sinir yapıyolar, geleceği kapatıyolar,
ilerisini göstermiyolar, can sıkıyolar..
işte o zaman geçersiz oluyolar.
ben böyle fırsatın... diyoruz.
hediyene çok iyi davrandın.
hediyen de beklemiyodu bu ilgiyi senden.
onu kucakladın.
yanına aldın.
ama kendini daha çok seviyosun.
olay orda.
ÖNCE, herkesten önce kendini seveceksin.
yoksa yaşayamazsın.
hani böyle 'inanılmaz aşklar' var ya.
onlar da bile kişi ilk kendini düşünür.
kendi mutluluğunu.
karşındakini düşündüğünü sanar, çok aşıktır.
ama aslında karşındakinin mutlu olması,
onun mutluluğu olduğundan, bak dönüşlü fiil gibi..
yine kendisi için.
sevilmeyi çok seviyoruz.
değer verip/alırken problem yaşıyoruz.
bu gerçekten böyle.
benciliz.
ama bencil negatif anlamda değil.
bencil olmak zorundayız.
sen, kendin.
çok önemlisin.
şimdi bi düşün,
ya aynalar olmasaydı ?
ya yanımızdaki tarif etmek zorunda olsaydı bize kendimizi ?
hah işte o zaman çok zorlanırdık.
bizi, bizim gördüğümüz kadar güzel göremez hiç kimse.
bencil yaratıklarız.
aşk oyununda bile.
s*
19 Aralık 2010 Pazar
not*
tamam dedi.
bugün milat olsun yarın pazartesi.
bi yerden başlamak lazım.
daha kaç kişiden dinlicek ki yanlıs olduğunu.
çekidüzen lazım biraz.
çekidüzen derken;
eskiyi hatırlamalı.
eski neydi ki?
bu yazının melankolik gözükmemesi gerek aslen.
diil cünkü.
yeni bi şey farklı bi şey.
aslında olay çaat bi nokta koyup değişmek diil.
sadece farkında olmak.
coktandır farkında gerçi.
ama kaçıyo.
en iyi yaptığı şey.
kendince bahaneleri var bunun için.
ama yine de vazgecmez.
obsesif hafif.
hafif ne kelime.
farkeder mi ama aslan ? farketmezz!
bu kadar mantıklı olabiliyosa.
sen de olabilirsin.
kendini tanıyosun.
hem de çok iyi.
şmdi bu sana bi totem olsun.
baktıkça hatırla.
gerçekliğin farkına var.
cünkü dünya;
döndükçe dönüyo.
durduramazsın.
erteleme hiç bi şeyi.
s*
bugün milat olsun yarın pazartesi.
bi yerden başlamak lazım.
daha kaç kişiden dinlicek ki yanlıs olduğunu.
çekidüzen lazım biraz.
çekidüzen derken;
eskiyi hatırlamalı.
eski neydi ki?
bu yazının melankolik gözükmemesi gerek aslen.
diil cünkü.
yeni bi şey farklı bi şey.
aslında olay çaat bi nokta koyup değişmek diil.
sadece farkında olmak.
coktandır farkında gerçi.
ama kaçıyo.
en iyi yaptığı şey.
kendince bahaneleri var bunun için.
ama yine de vazgecmez.
obsesif hafif.
hafif ne kelime.
farkeder mi ama aslan ? farketmezz!
bu kadar mantıklı olabiliyosa.
sen de olabilirsin.
kendini tanıyosun.
hem de çok iyi.
şmdi bu sana bi totem olsun.
baktıkça hatırla.
gerçekliğin farkına var.
cünkü dünya;
döndükçe dönüyo.
durduramazsın.
erteleme hiç bi şeyi.
s*
12 Aralık 2010 Pazar
Kenanıyaşa*
Kenan 'Yaparım Bilirsin' de şöyle sorar;
'Engel mi mesafeler aşk yoluna meşk yoluna?'
'Değer mi sebepsizken ayrılığa?'
Valla Kenancım şöyle söylemek gerekirse;
Engeldir mesafeler, aşk yoluna meşk yoluna.
Değmez aslen sebepsizken ayrılığa ama hayat bu yapıcak bişi yok.
Sorgulamaya da gerek yok.
Başka bir şarkısında ise şöyle der;
'Kal, gittiğin yerde mutlu ol.'
'Ya da gel kalbimde tahta sahip ol.'
Şimdi Kenan burda 2 yol gösterir dinleyicisine.
Ya kalmalı ya da gitmeli yol yakınken, mutlu son için.
Hayat ise bu seçimlerden ibaret.
Kimi zaman 2 kimi zaman 3 kimi zaman içinden çıkılamicak kadar çok yol var.
Siz siz olun da Kenanın her şarkısına aldanmayın çünkü insan;
İsmini yazmak ister gökyüzüne, suların ateşlerin üzerine, sen benle ben senle mutlu delicesineeeeee
tak etti canıma E gel yanıma! Gül yüzlü yarim gülsene bana, tak etti artık tak etti canıma çok özledim yine geeeeeeeeeeeeeeel.
P.S. bi ara bubu'ya binen herkes bunu ezbere bilmek zorundaydı.
Çoook kişi evinde çalıştı bu şarkıyı çook.
Esen kalın,
s*
'Engel mi mesafeler aşk yoluna meşk yoluna?'
'Değer mi sebepsizken ayrılığa?'
Valla Kenancım şöyle söylemek gerekirse;
Engeldir mesafeler, aşk yoluna meşk yoluna.
Değmez aslen sebepsizken ayrılığa ama hayat bu yapıcak bişi yok.
Sorgulamaya da gerek yok.
Başka bir şarkısında ise şöyle der;
'Kal, gittiğin yerde mutlu ol.'
'Ya da gel kalbimde tahta sahip ol.'
Şimdi Kenan burda 2 yol gösterir dinleyicisine.
Ya kalmalı ya da gitmeli yol yakınken, mutlu son için.
Hayat ise bu seçimlerden ibaret.
Kimi zaman 2 kimi zaman 3 kimi zaman içinden çıkılamicak kadar çok yol var.
Siz siz olun da Kenanın her şarkısına aldanmayın çünkü insan;
İsmini yazmak ister gökyüzüne, suların ateşlerin üzerine, sen benle ben senle mutlu delicesineeeeee
tak etti canıma E gel yanıma! Gül yüzlü yarim gülsene bana, tak etti artık tak etti canıma çok özledim yine geeeeeeeeeeeeeeel.
P.S. bi ara bubu'ya binen herkes bunu ezbere bilmek zorundaydı.
Çoook kişi evinde çalıştı bu şarkıyı çook.
Esen kalın,
s*
Bağlabeniuzaklara*
'Bağlanmak' denince akla gelensin..
bağlılığın ta kendisisin..
gün gelir canın çekmez ışıklarını kapatırsın..
o zaman üzgün olduğunu anlarım..
bağlanmak istemezsin..
hayatta sorgulamam..
derdin varken sana sormam..
Soramam..
Sorsam da cevap vermezsin..
onarmayı denerim kimi zaman..
düzelmezsin..
cünkü bilirsin ki;
karşındaki yardım istemeden edilen yardım aslında eleştiridir.
ne zaman içten içten bakarım sana..
dua ederim varlığına..
o zaman yüzünden yansıyan ışıklara bakarım..
mutlu olduğunu anlarım..
benim için önemli olan da o'dur..
etrafına yaydığın ışıklar..
ve neşe'n.
sen mutluysan ben bağlıyım.
ben bağlıysam evet,
Yine ben mutluyum.
Seviyorum seni MODEMim.
Yavaş da olsan kimi zaman..
işe yaradığın sürece..
beni bağladığın sürece seveceğim seni.
Unutma MODEM,sen beni bağladığın sürece varım ben.
s*
bağlılığın ta kendisisin..
gün gelir canın çekmez ışıklarını kapatırsın..
o zaman üzgün olduğunu anlarım..
bağlanmak istemezsin..
hayatta sorgulamam..
derdin varken sana sormam..
Soramam..
Sorsam da cevap vermezsin..
onarmayı denerim kimi zaman..
düzelmezsin..
cünkü bilirsin ki;
karşındaki yardım istemeden edilen yardım aslında eleştiridir.
ne zaman içten içten bakarım sana..
dua ederim varlığına..
o zaman yüzünden yansıyan ışıklara bakarım..
mutlu olduğunu anlarım..
benim için önemli olan da o'dur..
etrafına yaydığın ışıklar..
ve neşe'n.
sen mutluysan ben bağlıyım.
ben bağlıysam evet,
Yine ben mutluyum.
Seviyorum seni MODEMim.
Yavaş da olsan kimi zaman..
işe yaradığın sürece..
beni bağladığın sürece seveceğim seni.
Unutma MODEM,sen beni bağladığın sürece varım ben.
s*
9 Aralık 2010 Perşembe
4 Aralık 2010 Cumartesi
bokunu çıkarma, çıkarttırma*
sen:
cok beğendiğim için dinlemeye başladığım sonra da bırakamadığım için 39283092890 kere dinleyip bokunu çıkardığım bi şarkı gibisin.
bi dönemimi adadığım;
ama sonra sıkıldığımı farkettiğim bi beste.
ilişkiler de öyle diil mi aslında ?
tabi ki öle.
soru mu bu ?
bi şarkı dinlersin.
çok beğenirsin.
birini görür hoşlanırsın.
sonra daha çok görmek istersin.
şarkıyı hergün hergün 3948039840 defa dinlersin.
kişiyi hergün hergün görmek için uğraşır, düşünürsün.
bi zaman sonra abarttığını anlarsın.
yavaştan bırakmaya başlarsın.
ama en güzeli nedir biliyo musunuz ?
2-3-4 ay sonra o şarkıyı tekrar dinlediğinde..
bi anda canlanır kafanda bütün anılar.
önce bi korkarsın.
o moda tekrar mı giricem diye.
sonra alışırsın.
şarkı güzel gelir kulağa.
tekrar başlamazsın ama..
aralara serpiştirirsin illa.
güzel gelir.
daha güzel gelir.
sonra senin listene girer.
artık aşkla diil, sevgiyle bakarsın.
şarkıya, ona, buna, şuna.
hayatının bi parçası olur.
abartmadan.
arada yoklayarak.
hatırlarsın.
neden mi yazdım bunları?
3 hafta evvel feci bi candan erçetin manyaklığım başladı.
4-5 şarkısına kafayı taktım.
ondan evel sezen..
ondan evel jack johnson..
ondan evel garou..
ondan evel spice girls..
ondan evel travis..
ondan evel biraz ibo..
ondan evel özcan..
diye gidiyo..
hatta geliyo..
ara vermiştim bi hafta candana.
demin yine dinledim.
ay nası hoş nası güzel.
ne sıkıntı ne bi şey.
ama takılmam.
haftaya yine dinlerim.
2 hafta sonra yine.
hayat aslında biraz böyle.
en güzeliyse..
bokunu çıkarmadığın süreçte.
Bokunu çıkarmayalım, çıkaranları uyaralım ki onlarda öğrensinler..
Yaşamadan bilsinler.
Biz böyle bi nesiliz.
böyle gördük, böyle yaptık.
Böyle de devam ederiz..
İnsan değişmez.
nası gördüyse o.
ne diyebilirim ki ?
ben İlkbahar çocuğuyum ve ben böyle olduğum için bahar.
iyi geceleriniz olsun,
s*
cok beğendiğim için dinlemeye başladığım sonra da bırakamadığım için 39283092890 kere dinleyip bokunu çıkardığım bi şarkı gibisin.
bi dönemimi adadığım;
ama sonra sıkıldığımı farkettiğim bi beste.
ilişkiler de öyle diil mi aslında ?
tabi ki öle.
soru mu bu ?
bi şarkı dinlersin.
çok beğenirsin.
birini görür hoşlanırsın.
sonra daha çok görmek istersin.
şarkıyı hergün hergün 3948039840 defa dinlersin.
kişiyi hergün hergün görmek için uğraşır, düşünürsün.
bi zaman sonra abarttığını anlarsın.
yavaştan bırakmaya başlarsın.
ama en güzeli nedir biliyo musunuz ?
2-3-4 ay sonra o şarkıyı tekrar dinlediğinde..
bi anda canlanır kafanda bütün anılar.
önce bi korkarsın.
o moda tekrar mı giricem diye.
sonra alışırsın.
şarkı güzel gelir kulağa.
tekrar başlamazsın ama..
aralara serpiştirirsin illa.
güzel gelir.
daha güzel gelir.
sonra senin listene girer.
artık aşkla diil, sevgiyle bakarsın.
şarkıya, ona, buna, şuna.
hayatının bi parçası olur.
abartmadan.
arada yoklayarak.
hatırlarsın.
neden mi yazdım bunları?
3 hafta evvel feci bi candan erçetin manyaklığım başladı.
4-5 şarkısına kafayı taktım.
ondan evel sezen..
ondan evel jack johnson..
ondan evel garou..
ondan evel spice girls..
ondan evel travis..
ondan evel biraz ibo..
ondan evel özcan..
diye gidiyo..
hatta geliyo..
ara vermiştim bi hafta candana.
demin yine dinledim.
ay nası hoş nası güzel.
ne sıkıntı ne bi şey.
ama takılmam.
haftaya yine dinlerim.
2 hafta sonra yine.
hayat aslında biraz böyle.
en güzeliyse..
bokunu çıkarmadığın süreçte.
Bokunu çıkarmayalım, çıkaranları uyaralım ki onlarda öğrensinler..
Yaşamadan bilsinler.
Biz böyle bi nesiliz.
böyle gördük, böyle yaptık.
Böyle de devam ederiz..
İnsan değişmez.
nası gördüyse o.
ne diyebilirim ki ?
ben İlkbahar çocuğuyum ve ben böyle olduğum için bahar.
iyi geceleriniz olsun,
s*
3 Aralık 2010 Cuma
takarimasu*
türkçe nası güzel bi dil ya.
ne kadar çok kelime var.
mesela geçen gün takıldım.
Takıntı' ya.
takıntı.
nası bomba bi kelimedir.
takılmaktan hatta takmaktan gelir.
39803840 tane anlama bürüyebilirsin.
takıntıyı çok sevmemin sebeplerinden biri de.
takıntılı olmam olabilir mi ?
takılıyorum.
kalıyorum.
bırakıyorm.
bi daha takılıyorum.
takıntısız yaşayamıyorum.
hayatımda hiç aynaya baktığımda boş bakmadım.
bunu çok içten söylüyorum.
çoğu zaman aynanın önünden ayrıldığınızda ;
bakmak istediğiniz her yere bakmadığınızı farketmez misiniz ?
gözüme bakarken,kaşıma bakarken..
hep kafam başka yerlerde.
sürekli bir sorgulama.
düşünme.
hayal etme.
ya böyle olsaydı ne olurdu.
anıları kafada taze tutmaya çalışmak.
hah onu diyodum.
sürekli hatırlamaya kendime hatırlatmaya çalışıyorum.
beynim gömdükçe ben çıkarıyorum.
hayır efendim geri geliceksiniz diye.
gitmeeek yooook öyle kolaydan =)
bazen bi anıyı silmem yıllar hatta yüzyıllar alıyo.
yaşamadım o kadar ama öyle ağır geçen bi vakit ki.
öyle geliyo.
gerçi ben hatırlamak istemediğim sürece anı silmiyorum.
boş biriktiriyorum.
anı silinmez ki zaten.
silmemek gerek.
takıntılı olunca hele.
ay aman.
takıldım ya =)
s*
ne kadar çok kelime var.
mesela geçen gün takıldım.
Takıntı' ya.
takıntı.
nası bomba bi kelimedir.
takılmaktan hatta takmaktan gelir.
39803840 tane anlama bürüyebilirsin.
takıntıyı çok sevmemin sebeplerinden biri de.
takıntılı olmam olabilir mi ?
takılıyorum.
kalıyorum.
bırakıyorm.
bi daha takılıyorum.
takıntısız yaşayamıyorum.
hayatımda hiç aynaya baktığımda boş bakmadım.
bunu çok içten söylüyorum.
çoğu zaman aynanın önünden ayrıldığınızda ;
bakmak istediğiniz her yere bakmadığınızı farketmez misiniz ?
gözüme bakarken,kaşıma bakarken..
hep kafam başka yerlerde.
sürekli bir sorgulama.
düşünme.
hayal etme.
ya böyle olsaydı ne olurdu.
anıları kafada taze tutmaya çalışmak.
hah onu diyodum.
sürekli hatırlamaya kendime hatırlatmaya çalışıyorum.
beynim gömdükçe ben çıkarıyorum.
hayır efendim geri geliceksiniz diye.
gitmeeek yooook öyle kolaydan =)
bazen bi anıyı silmem yıllar hatta yüzyıllar alıyo.
yaşamadım o kadar ama öyle ağır geçen bi vakit ki.
öyle geliyo.
gerçi ben hatırlamak istemediğim sürece anı silmiyorum.
boş biriktiriyorum.
anı silinmez ki zaten.
silmemek gerek.
takıntılı olunca hele.
ay aman.
takıldım ya =)
s*
2 Aralık 2010 Perşembe
ego bebeğim*
yüzümdeki tebessüm gitgide yayılıyo sanki..
gün ve gün.
hani o eski kahkahalarım var ya..
hah onları atmaya başladım sanki..
siliyorum bu 2 noktaları artık bu ne yau.
ama böyle değişik duygulardayım hani anlatamadığım.
hani çok DEĞİŞİK.
nötr bi hava.
istekli - isteksiz kimi zaman sessiz.
kafiyeli olsun diye yazmıyorum bunları
gerçekten hissettiğimden ,
gerçekten düşündüğümden.
çok üstü kapalı yazıcam belki ama,
ona bile tebessümle bakıyorum.
zaten gülmeye cok müsait olan ağzım
sürekli oynaşta bi sağa bi sola.
durduramıyorum.
görenler, noldu serena gül anacım diyolar.
gülüyorum.
her şey olucağına varır deriz.
evet varır.
ve her işte bir hayır vardır.
evet vardır.
klişeliği bi kenara atınca,
haklısın sen.
hep haklıydın.
kendi yüksek egomu tatmin etme çabam yüzünden
haklılığı göremedim.
olsun.
bu da olacaktı.
olsun.
yine okumam lazım o kitapları.
en azından bebeğim egomu sakinleştirmeyi tekrardan
hatırlamam lazım.
beyin bu unutmaz.
ama şöyle de bi şey var ki
hani yeni öğrenmiştim insanlara 'seni seviyorum' demeyi.
seni seviyorum diyebilmeyi.
başladım artık demeye.
denk gelmedi belki sana ama seni seviyorum
ne güzel demek!
kuralsız, kitapsız.
seni seviyorum.
son sözüm;
şu dünyadaki dengeleri kim kurduysa helal olsun ellerine sağlık,
ama o dengeler yüzünden canı yananlar bir gün gelip hesap sorarlarsa
beni de yanına alsınlar.
p.s. hüzünlü bitirmedim yazımı hayır.
sadece traji komik tebessüm kullanacağız burda o kadar =)
s*
gün ve gün.
hani o eski kahkahalarım var ya..
hah onları atmaya başladım sanki..
siliyorum bu 2 noktaları artık bu ne yau.
ama böyle değişik duygulardayım hani anlatamadığım.
hani çok DEĞİŞİK.
nötr bi hava.
istekli - isteksiz kimi zaman sessiz.
kafiyeli olsun diye yazmıyorum bunları
gerçekten hissettiğimden ,
gerçekten düşündüğümden.
çok üstü kapalı yazıcam belki ama,
ona bile tebessümle bakıyorum.
zaten gülmeye cok müsait olan ağzım
sürekli oynaşta bi sağa bi sola.
durduramıyorum.
görenler, noldu serena gül anacım diyolar.
gülüyorum.
her şey olucağına varır deriz.
evet varır.
ve her işte bir hayır vardır.
evet vardır.
klişeliği bi kenara atınca,
haklısın sen.
hep haklıydın.
kendi yüksek egomu tatmin etme çabam yüzünden
haklılığı göremedim.
olsun.
bu da olacaktı.
olsun.
yine okumam lazım o kitapları.
en azından bebeğim egomu sakinleştirmeyi tekrardan
hatırlamam lazım.
beyin bu unutmaz.
ama şöyle de bi şey var ki
hani yeni öğrenmiştim insanlara 'seni seviyorum' demeyi.
seni seviyorum diyebilmeyi.
başladım artık demeye.
denk gelmedi belki sana ama seni seviyorum
ne güzel demek!
kuralsız, kitapsız.
seni seviyorum.
son sözüm;
şu dünyadaki dengeleri kim kurduysa helal olsun ellerine sağlık,
ama o dengeler yüzünden canı yananlar bir gün gelip hesap sorarlarsa
beni de yanına alsınlar.
p.s. hüzünlü bitirmedim yazımı hayır.
sadece traji komik tebessüm kullanacağız burda o kadar =)
s*
22 Kasım 2010 Pazartesi
yıldızlarım*
niye sorsunun anlamının gerçekten değişmesini istediği yerde
5N+1K ya takılmış gidiyor
telefonum yok.
bozuldu.
neden ama neden ama neden ama neden ama neden ama
diye çıldırıyor.
ne ara böyle oldu ama o ?
nedir bu obsesiflik.
neye bu kadar bağlılık ?
sanki bilmiyosun sonunda nolucağını.
konuşanlar o kadar haklı ki.
çocuk gibiyim bende.
kabullenmek istemiyorum.
hayır'ı cevap olarak kabul etmiyorum.
niye ?
negatif diye mi ?
niye ?
işler benim istediğim gibi gitmediği için mi.
Hayır.
düşüncelerimi bahçemde toplamaya çalışıyorum
ama toprağım o kadar verimli ki
sürekli yeni ürün veriyo.
napmalıyım ?
nadasa bıraksam.
hani dinlendirmek babında.
en iyisi öyle olucak heralde di mi ?
ama tekrar ekmeye başlarken dikkat etmeliyim sanki.
cok verimli olan toprak beklenmedik ürünler vermesin diye.
düşüncelerimi her gün yine yeni yeniden üretmesin diye.
onları toplicam.
en yakın zamanda.
demet demet dağıtıcam herkese.
düzelicem o zaman.
nadasa bıraktığım toprağımın üzerinde yatarken kayan yıldızlara bakarken..
s*
5N+1K ya takılmış gidiyor
telefonum yok.
bozuldu.
neden ama neden ama neden ama neden ama neden ama
diye çıldırıyor.
ne ara böyle oldu ama o ?
nedir bu obsesiflik.
neye bu kadar bağlılık ?
sanki bilmiyosun sonunda nolucağını.
konuşanlar o kadar haklı ki.
çocuk gibiyim bende.
kabullenmek istemiyorum.
hayır'ı cevap olarak kabul etmiyorum.
niye ?
negatif diye mi ?
niye ?
işler benim istediğim gibi gitmediği için mi.
Hayır.
düşüncelerimi bahçemde toplamaya çalışıyorum
ama toprağım o kadar verimli ki
sürekli yeni ürün veriyo.
napmalıyım ?
nadasa bıraksam.
hani dinlendirmek babında.
en iyisi öyle olucak heralde di mi ?
ama tekrar ekmeye başlarken dikkat etmeliyim sanki.
cok verimli olan toprak beklenmedik ürünler vermesin diye.
düşüncelerimi her gün yine yeni yeniden üretmesin diye.
onları toplicam.
en yakın zamanda.
demet demet dağıtıcam herkese.
düzelicem o zaman.
nadasa bıraktığım toprağımın üzerinde yatarken kayan yıldızlara bakarken..
s*
9 gün dile kolay.*
nasıl bir yorgunluk.
nasıl bir bohem hayat.
nasıl 'her şey bi anda değişir' i layıkıyla yaşamak.
alışmak.
son dakikaya kadar.
kafamdaki düşünceleri durduramıyorum.
sürekli sürekli.
durdurmak içinse izliyorum.
şimdi social network'ü izledm.
güzeldi.
kocaman 9 gün geçirdim adada.
o da güzeldi.
yorucuydu.
hem psikolojik hem fiziksel.
ama yaşadık.
gerisini yazasım gelmiyor.
ama 9 günlük survivor hayat bana o kadar çok şey öğretti ki.
ha evet;
hiç bi şey göründüğü gibi diildir.
ama yaşadığın gibidir.
kararı sen vericen.
s*
nasıl bir bohem hayat.
nasıl 'her şey bi anda değişir' i layıkıyla yaşamak.
alışmak.
son dakikaya kadar.
kafamdaki düşünceleri durduramıyorum.
sürekli sürekli.
durdurmak içinse izliyorum.
şimdi social network'ü izledm.
güzeldi.
kocaman 9 gün geçirdim adada.
o da güzeldi.
yorucuydu.
hem psikolojik hem fiziksel.
ama yaşadık.
gerisini yazasım gelmiyor.
ama 9 günlük survivor hayat bana o kadar çok şey öğretti ki.
ha evet;
hiç bi şey göründüğü gibi diildir.
ama yaşadığın gibidir.
kararı sen vericen.
s*
10 Kasım 2010 Çarşamba
10min.syndrome strikes back*
10 dakika sendromlarım geri geldiler.
iyi de ettiler.
cünkü gerçekten yaşadığım duygu yoğunluğu
10 dakikanın içine sığabiliyor.
bunu bilmenin mutluluğuyla devam ediyorum.
hayatıma renk katıyosunuz 10 dakika sendormları.
aşırı bi adrenalin.
midede kelebeklenme.
başa giren minik bir ağrı/sızı.
ama sonra PUF.
sanki bi şey olmamış gibi.
insan ya ..
ne manyak bi yaratık.
s*
iyi de ettiler.
cünkü gerçekten yaşadığım duygu yoğunluğu
10 dakikanın içine sığabiliyor.
bunu bilmenin mutluluğuyla devam ediyorum.
hayatıma renk katıyosunuz 10 dakika sendormları.
aşırı bi adrenalin.
midede kelebeklenme.
başa giren minik bir ağrı/sızı.
ama sonra PUF.
sanki bi şey olmamış gibi.
insan ya ..
ne manyak bi yaratık.
s*
7 Kasım 2010 Pazar
pazartesi bebeiiiiiim*
yok olmuyo sevemiyorum.
cumartesiyi sevemiyorum.
en sevdiğim gün şaka gibi ama
PAZARTESİ.
neden acaba diye düşünürken farkettim;
pazartesi cünkü,
pazartesi düzenin başlangıcı,
pazartesi huzurun gelişi,
(hele dersim yoksa daha iyi)
pazartesi gönüllerin birincisi.
ara not: su an 'ali' adlı arkadaşım şunu dedi;
pazartesi mi? pazartesi irenc 'Kendi adı bile yok'
cocuk bi yerde haklı ama.
pazartesi candır.
pazartesi nası sevilmez.
ama bi de ordan cumaya bakıyorum.
halen düzenin içindeyiz sorun yok.
cuma istediğini yapabilirsin.
ama o cumartesi,
cumartesi var ya!
düzen bozucu,
mood killer,
insanlarda 'illa bi şey yapmak isteği uyandıran'
yapmazsa 'oha cumartesi ve evde misin?'
diye suçlamalarda bulundurtan gün.
ama cuamrtesi bitince her sey ne güzel.
cünkü cumartesi;
her yer kalabalıktır,
herkes heycanlıdır,
illa eğlenmek zorundayızdır.
kısacası;
pazar geldiğinde herkes durulur,
bi rahatlar,
sonra pazartesiye küfür ederek hazırlanır.
(şükür ben seviyorum)
sizden özür dilemeliyim;
salı: evde temizlik var.
çarşamba: hafta ortası.
perşembe: haftasonuna yakınmış gibi gözüken ama;
mesafeyi 2 katına çıkaran ahmak.
bu 3 günü de hiç sevmiyorum ama duygularımı kontrol ederek
onlara olan hislerimi neutre olarak yansıtıyorum.
Pazartesi bitanemsin.
esen kalın,
s*
cumartesiyi sevemiyorum.
en sevdiğim gün şaka gibi ama
PAZARTESİ.
neden acaba diye düşünürken farkettim;
pazartesi cünkü,
pazartesi düzenin başlangıcı,
pazartesi huzurun gelişi,
(hele dersim yoksa daha iyi)
pazartesi gönüllerin birincisi.
ara not: su an 'ali' adlı arkadaşım şunu dedi;
pazartesi mi? pazartesi irenc 'Kendi adı bile yok'
cocuk bi yerde haklı ama.
pazartesi candır.
pazartesi nası sevilmez.
ama bi de ordan cumaya bakıyorum.
halen düzenin içindeyiz sorun yok.
cuma istediğini yapabilirsin.
ama o cumartesi,
cumartesi var ya!
düzen bozucu,
mood killer,
insanlarda 'illa bi şey yapmak isteği uyandıran'
yapmazsa 'oha cumartesi ve evde misin?'
diye suçlamalarda bulundurtan gün.
ama cuamrtesi bitince her sey ne güzel.
cünkü cumartesi;
her yer kalabalıktır,
herkes heycanlıdır,
illa eğlenmek zorundayızdır.
kısacası;
pazar geldiğinde herkes durulur,
bi rahatlar,
sonra pazartesiye küfür ederek hazırlanır.
(şükür ben seviyorum)
sizden özür dilemeliyim;
salı: evde temizlik var.
çarşamba: hafta ortası.
perşembe: haftasonuna yakınmış gibi gözüken ama;
mesafeyi 2 katına çıkaran ahmak.
bu 3 günü de hiç sevmiyorum ama duygularımı kontrol ederek
onlara olan hislerimi neutre olarak yansıtıyorum.
Pazartesi bitanemsin.
esen kalın,
s*
2 Kasım 2010 Salı
saçmalama vol.1
kendime not:
AŞAĞIDAKİ YAZIYI DİKKATE ALMA SERENA.ÇÜNKÜ SEN ONU Bİ ANDA YAZDIN. Bİ SIKINTI, Bİ PATLAMA ANINDA.
AMA O ŞİMDİ BİTTİ. BIRAK HATIRA KALSIN.
Bırak dağınık kalsın saçlarınnnnnnnnnnnnnnnnnnn
nını beni rüzgarlaraaaaaaaaaaaaaaaaa
nınınıın
gerisini bilmiyorum ya =) hahaha
saçmaliyim mi biraz ?
TAMAM YA SAKİN OL SERENAAAAA =)
bu gecede böle bitsin
cünkü turuncuyum hovardayım 24 ayardayım her gece bir bardayım
HAYDA NAYNA NİNAYNAAAAAAAAA
baaaaaays =)
s*
AŞAĞIDAKİ YAZIYI DİKKATE ALMA SERENA.ÇÜNKÜ SEN ONU Bİ ANDA YAZDIN. Bİ SIKINTI, Bİ PATLAMA ANINDA.
AMA O ŞİMDİ BİTTİ. BIRAK HATIRA KALSIN.
Bırak dağınık kalsın saçlarınnnnnnnnnnnnnnnnnnn
nını beni rüzgarlaraaaaaaaaaaaaaaaaa
nınınıın
gerisini bilmiyorum ya =) hahaha
saçmaliyim mi biraz ?
TAMAM YA SAKİN OL SERENAAAAA =)
bu gecede böle bitsin
cünkü turuncuyum hovardayım 24 ayardayım her gece bir bardayım
HAYDA NAYNA NİNAYNAAAAAAAAA
baaaaaays =)
s*
Kendim*
bu aralar kendimi tanıyamaz oldum.
kendimle anlaşamıyorum.
kendimi göremiyorum.
kendimi dinlemek istemiyorum.
kendimi galiba sevmiyorum.
kendini sevmeyen insan olmaz.
hatalar yapıyorum.
hatalarımın sonuçlarına üzülüyorum.
üzüldükçe bunalıyorum.
düzelttim derken bozuyorum.
ben bu aralar kendimi tanıyamıyorum.
ben kendimi tanımazsam kim tanicak ?
kimseyi görmek istemiyorum.
odamdan cıkmak istemiyorum.
odamda daral gelince salona gitmek istemiyorum.
bilgisayardan uzak durmak istiyorum yapamıyorum.
napıyorum.
kendime kızıyorum.
kendime vurmak rahatlamak istiyorum.
kendimle stres atmak kendimi yok etmek istiyorum.
kendimsiz daha çok eğleniyorum.
daha mutluyum.
kendim bu aralar bana karşı çok acımasız.
beni anlamıyo.
ben beni kendimi kendimden cok tanıyan biri olarak..
kendimi anlatmanın yolunu bulamıyorum.
anlatmak için kelimeler yetmiyo.
güven kırıyorum.
kendim olarak bunu yapıyorum.
kendimi suçluyorum.
kendimde suç bulmuyorum.
kendi ironimde kayboluyorum.
paylaşmak istiyorum.
kendimin dışına çıkmadan.
kendim buna izin vermeyince dökülüyorum.
yazınca rahatlıyorum.
rahatladıkça kendimi düşünüyorum.
içimi dökmek istediğim bi yabancı olsa diyorum.
ingilizce fransızca anlatmak istemiyorum.
kendime yetmiyorum.
kendimin sınırlarını zorluyorum.
kendimin içindeki sıkıntılı ruh hali geçmedikçe.
kendime vurasım geliyo.
kendimi yoruyorum.
kendim karışmiyim ya diyorum.
kendimi tutamıyorum karışıyorum.
biri yardım istemedigi sürece yardım etme diyorum.
kendime diyorum.
kendim unutuyorum.
kendim atlıyorum.
kendimi tutmak gerek biliyorum.
kendimi tutmazsam karşımdakin nasıl tutarım.
kendime kızıyorum.
çok kızıyorum.
kendimle savaşıyorum.
kendi savaşımda yeniliyorum.
kendi düşüncelerimi oluşturuyorum.
oluşturamıyorum.
düşünüyorum.
ama kendim düşünüyorum.
yoruluyorum.
kendimi yoruyorum.
kendim yanlışlar yapıyorum.
her kendi yapar bunu diyorum.
ama yediremiyorum.
uzatıyorum.
uzattıkça uzatıyorum.
üstüme gidiyorum.
kendimi sıkıyorum.
kendi üstüme gidiyorum.
kendimi kandırıyorum.
Ben bu aralar kendimi kandırıyorum.
nihayet sonuca ulaştım.
kendimle brain storming yaparak.
sonuca ulaştım.
ulaştığım sonucu analiz etmicem.
cünkü ben kendimi kandırıyorum.
kendim*
kendimle anlaşamıyorum.
kendimi göremiyorum.
kendimi dinlemek istemiyorum.
kendimi galiba sevmiyorum.
kendini sevmeyen insan olmaz.
hatalar yapıyorum.
hatalarımın sonuçlarına üzülüyorum.
üzüldükçe bunalıyorum.
düzelttim derken bozuyorum.
ben bu aralar kendimi tanıyamıyorum.
ben kendimi tanımazsam kim tanicak ?
kimseyi görmek istemiyorum.
odamdan cıkmak istemiyorum.
odamda daral gelince salona gitmek istemiyorum.
bilgisayardan uzak durmak istiyorum yapamıyorum.
napıyorum.
kendime kızıyorum.
kendime vurmak rahatlamak istiyorum.
kendimle stres atmak kendimi yok etmek istiyorum.
kendimsiz daha çok eğleniyorum.
daha mutluyum.
kendim bu aralar bana karşı çok acımasız.
beni anlamıyo.
ben beni kendimi kendimden cok tanıyan biri olarak..
kendimi anlatmanın yolunu bulamıyorum.
anlatmak için kelimeler yetmiyo.
güven kırıyorum.
kendim olarak bunu yapıyorum.
kendimi suçluyorum.
kendimde suç bulmuyorum.
kendi ironimde kayboluyorum.
paylaşmak istiyorum.
kendimin dışına çıkmadan.
kendim buna izin vermeyince dökülüyorum.
yazınca rahatlıyorum.
rahatladıkça kendimi düşünüyorum.
içimi dökmek istediğim bi yabancı olsa diyorum.
ingilizce fransızca anlatmak istemiyorum.
kendime yetmiyorum.
kendimin sınırlarını zorluyorum.
kendimin içindeki sıkıntılı ruh hali geçmedikçe.
kendime vurasım geliyo.
kendimi yoruyorum.
kendim karışmiyim ya diyorum.
kendimi tutamıyorum karışıyorum.
biri yardım istemedigi sürece yardım etme diyorum.
kendime diyorum.
kendim unutuyorum.
kendim atlıyorum.
kendimi tutmak gerek biliyorum.
kendimi tutmazsam karşımdakin nasıl tutarım.
kendime kızıyorum.
çok kızıyorum.
kendimle savaşıyorum.
kendi savaşımda yeniliyorum.
kendi düşüncelerimi oluşturuyorum.
oluşturamıyorum.
düşünüyorum.
ama kendim düşünüyorum.
yoruluyorum.
kendimi yoruyorum.
kendim yanlışlar yapıyorum.
her kendi yapar bunu diyorum.
ama yediremiyorum.
uzatıyorum.
uzattıkça uzatıyorum.
üstüme gidiyorum.
kendimi sıkıyorum.
kendi üstüme gidiyorum.
kendimi kandırıyorum.
Ben bu aralar kendimi kandırıyorum.
nihayet sonuca ulaştım.
kendimle brain storming yaparak.
sonuca ulaştım.
ulaştığım sonucu analiz etmicem.
cünkü ben kendimi kandırıyorum.
kendim*
1 Kasım 2010 Pazartesi
beyin fırtınası*
plus que parfait yaşam dedim ya.
ayneeeen.
nası takıntılı ama.
bozmasanız rutinini ?
ayıp olmuyo mu hafiften ?
bak şimdi;
yağmur bile yağdığında azıcık ucundan
güneşi göstererek havayı değiştiriyo.
kar biticekse onu önceden hissettiriyo.
siz niye bunu yapamıyosunuz.
neden aynı devam etmiyosunuz ?
neden kendinizi ona suçlatıyosunuz ?
yapamazsınız.
cünkü hayatın yolu böyle.
inişli ve çıkışlı ve kaçışlı ve uçuşlu ve ve ve..
duruşlu, oynaşlı, telaşlı, heycanlı, yorucu ve ve ve..
kullanışlı, sıçışlı, bunaltıcı ve ve ve..
işte bunların hepsinin toplamı var ya ..
extraordinaire.
işte bu yüzden seviceksin.
oha aylardır sevdiğim balıkçıya gitmediğimi hatırladım.
çarşamba akşamı gideyim deee.
bak gördünüz mü ?
gördünüz.
rutini illa ki bozucaksınız.
kural bu.
ama sonuçları ağır olmasın yaa biraz hafifletin.
ona dokunmasın.
s*
ayneeeen.
nası takıntılı ama.
bozmasanız rutinini ?
ayıp olmuyo mu hafiften ?
bak şimdi;
yağmur bile yağdığında azıcık ucundan
güneşi göstererek havayı değiştiriyo.
kar biticekse onu önceden hissettiriyo.
siz niye bunu yapamıyosunuz.
neden aynı devam etmiyosunuz ?
neden kendinizi ona suçlatıyosunuz ?
yapamazsınız.
cünkü hayatın yolu böyle.
inişli ve çıkışlı ve kaçışlı ve uçuşlu ve ve ve..
duruşlu, oynaşlı, telaşlı, heycanlı, yorucu ve ve ve..
kullanışlı, sıçışlı, bunaltıcı ve ve ve..
işte bunların hepsinin toplamı var ya ..
extraordinaire.
işte bu yüzden seviceksin.
oha aylardır sevdiğim balıkçıya gitmediğimi hatırladım.
çarşamba akşamı gideyim deee.
bak gördünüz mü ?
gördünüz.
rutini illa ki bozucaksınız.
kural bu.
ama sonuçları ağır olmasın yaa biraz hafifletin.
ona dokunmasın.
s*
21 Ekim 2010 Perşembe
heeey *

And so I'm sailing through the sea
To an island where we'll meet
You'll hear the music, fell the air
I put a flower in your hair
And though the breeze is through trees ???
Move so pretty you're all I see
Let the world keep spinning round
You hold me right here right now
I'm lucky I'm in love with my best friend
Lucky to have been where I have been
Lucky to be coming home again
I'm lucky we're in love every way
Lucky to have stayed where we have stayed
Lucky to be coming home someday
17 Ekim 2010 Pazar
oyalama beni veda et artık*
ahanda giriyorum yine depresyona.(hafif çaplı sıkıntılı durumun s.sezer lugatındaki adı)
kafamda yanıtlayamadığım sorular silsilesi.
ve demin yüzyüze geldiğim açıklama;
hayır serena;
sen bu duruma kendini kendin sokuyosun.
sen dramayı seviyosun.
başrolde olduğun oyunlar yaratıp içinde oynamaya bayılıyosun.
sonra da bu yarattığın her şeye inanıyosun.
inandıkça inanasın geliyo.
aslında böyle bi durum yok.
bunu hep yapıyosun.
durdum böyle;
tolete gittim.
aynaya baktım.
ben neymişim ya ? dedim.
neymişim hakkatten de bu kadar çok şeyi yapabiliyomuşum.
o kadar korkuyorum ki söylenenleri dinledikten sonra.
özgür kız diilim ben.
bağlıyım.
korkum 1 tane..
durduramamaktan korkuyorum.
sonra duruyorum.
bu kadar oyunu yapabiliyosun da,
işine gelince durduramıyo musun ?
durdurursun serena.
acı cekersin ama durdurursun.
hafiftenn hafiftenn..
iyi geceler..
yazdan kalma bir günden..
s*
kafamda yanıtlayamadığım sorular silsilesi.
ve demin yüzyüze geldiğim açıklama;
hayır serena;
sen bu duruma kendini kendin sokuyosun.
sen dramayı seviyosun.
başrolde olduğun oyunlar yaratıp içinde oynamaya bayılıyosun.
sonra da bu yarattığın her şeye inanıyosun.
inandıkça inanasın geliyo.
aslında böyle bi durum yok.
bunu hep yapıyosun.
durdum böyle;
tolete gittim.
aynaya baktım.
ben neymişim ya ? dedim.
neymişim hakkatten de bu kadar çok şeyi yapabiliyomuşum.
o kadar korkuyorum ki söylenenleri dinledikten sonra.
özgür kız diilim ben.
bağlıyım.
korkum 1 tane..
durduramamaktan korkuyorum.
sonra duruyorum.
bu kadar oyunu yapabiliyosun da,
işine gelince durduramıyo musun ?
durdurursun serena.
acı cekersin ama durdurursun.
hafiftenn hafiftenn..
iyi geceler..
yazdan kalma bir günden..
s*
2 Ekim 2010 Cumartesi
meret*
alışıyosun ya.
öğreniyosun.
eğer ortada kesin bi gerçeklik varsa,
mutluluk denen meretin öyle çok uzun süren bi şey olmadığını..
aralarda gelip gittiğini..
gitmesi gerektiğini ki geldiğinde değerini anlaman gerektiğini..
biliyosun.
bi yerden sonra çok güzel kafana sokuyosun.
gerek kelimesini ne kadar çok kullandım di mi ?
çünkü gereklilik baya zorlayıcı bi durum.
öyle herkesin hoşuna giden türden diil ama.
sorumlulukların yükü altından kalkman gerektiğini hatırlatan hani.
hah işte bu gereği kavradın mı,
hayat nası rahat var ya.
hah işte yakındır o rahatlığa ulaşıcam.
sıramı bekliyorum.
Yukardaki beni sever ya.
bekletmez öyle çok =)
s*
öğreniyosun.
eğer ortada kesin bi gerçeklik varsa,
mutluluk denen meretin öyle çok uzun süren bi şey olmadığını..
aralarda gelip gittiğini..
gitmesi gerektiğini ki geldiğinde değerini anlaman gerektiğini..
biliyosun.
bi yerden sonra çok güzel kafana sokuyosun.
gerek kelimesini ne kadar çok kullandım di mi ?
çünkü gereklilik baya zorlayıcı bi durum.
öyle herkesin hoşuna giden türden diil ama.
sorumlulukların yükü altından kalkman gerektiğini hatırlatan hani.
hah işte bu gereği kavradın mı,
hayat nası rahat var ya.
hah işte yakındır o rahatlığa ulaşıcam.
sıramı bekliyorum.
Yukardaki beni sever ya.
bekletmez öyle çok =)
s*
vas-y ?
tres tres bien.
j'ai rien écrit since le samedi dernier.
mais les memes sentiments sont ici.
avec moi.
merci a toi.
pour faire toujours la meme.
sektirmeden.
bravo ya.
si tu savais des choses ..
tu peux pas.
jamais.
je déteste d'écrire avec l'humour qui va pas avec moi..
mais tu vois ça marche comme ça.
Serena ?
Vas-y au pays des merveilles.
Ils t'attendent.
=)
s*
j'ai rien écrit since le samedi dernier.
mais les memes sentiments sont ici.
avec moi.
merci a toi.
pour faire toujours la meme.
sektirmeden.
bravo ya.
si tu savais des choses ..
tu peux pas.
jamais.
je déteste d'écrire avec l'humour qui va pas avec moi..
mais tu vois ça marche comme ça.
Serena ?
Vas-y au pays des merveilles.
Ils t'attendent.
=)
s*
26 Eylül 2010 Pazar
alışık diilim.
alışık diilim.
hem de hiç.
rutinimden cıkmaya alışık diilim.
bi anda değişimlere alışık diilim.
alışmam da zaten.
duygu grafiğimin,
bi anda hislerimin altüst olmasına
alışık diilim.
mutsuzluğa alışık diilim.
insan sabit olamaz ya her an.
bunun bilincindeyim ama..
dediğim gibi..
alışık diilim.
zorlamaya,
zorlanmaya,
alışık diilim.
hayat bu götürüyo insanı..
ama ben..
narsistçe ve sıkıntı dolu..
alışık diilim.
hayat götürdüğü yere.
istediğin bu diil miydi ?
alış şimdi..
hem de hiç.
rutinimden cıkmaya alışık diilim.
bi anda değişimlere alışık diilim.
alışmam da zaten.
duygu grafiğimin,
bi anda hislerimin altüst olmasına
alışık diilim.
mutsuzluğa alışık diilim.
insan sabit olamaz ya her an.
bunun bilincindeyim ama..
dediğim gibi..
alışık diilim.
zorlamaya,
zorlanmaya,
alışık diilim.
hayat bu götürüyo insanı..
ama ben..
narsistçe ve sıkıntı dolu..
alışık diilim.
hayat götürdüğü yere.
istediğin bu diil miydi ?
alış şimdi..
22 Eylül 2010 Çarşamba
deeptruth*

anlatsam ne kadar anlarsınız aslında..
tahmin yürütüceğime denesem mi ?
kalpsiz olabilir mi bi insan ?
Yukardakinin özene bezene yarattığı yaratık..
Kalpsiz olabilir mi ?
Kalbi olmadan olur mu ?
İnanmıyorum böyle bi şeye.
Duygular vardır.
Onları gizleyense davranışlardır.
Bi insana baktığında o kadar derine bakman lazım ki.
Duygusunu görebilesin.
Hareketlerine kanmadan onu anlayabilesin.
O zaman her şeyin gerçek sebebini yavaşça görüceksin.
Hani küçük çocuk kıza vurur ya ama bu aslında..
onu sevdiğini anlatmasının tek yoludur..
karşınızdakinin içine iyice bakın.
bırakın o ne derse desin.
önemli olan orda duran kalbin içinde barındırdığıdır.
önemli olan derinlerde olup biteni görmendir.
önemli olan, duyguyu kavrayabilmektir.
s*
16 Eylül 2010 Perşembe
islandove*
nazar değsin istemem ama
o kadar mutluyum ki.
anlatamıyorum.
tek derdim.
Yukardaki herkese böle versin inşallah.
nası gülüyorum anlatamam.
hem de durup dururken.
herkes gülsün.
durup dururken ama hiç durmadan!
s*
o kadar mutluyum ki.
anlatamıyorum.
tek derdim.
Yukardaki herkese böle versin inşallah.
nası gülüyorum anlatamam.
hem de durup dururken.
herkes gülsün.
durup dururken ama hiç durmadan!
s*
27 Ağustos 2010 Cuma
tellthemthatyoulove'em*

İnsanlar geliyolar..
gidiyolar..
sonra geri geliyolar..
sonra gidiyolar..
tekrar geliyolar..
yine gidiyolar..
geliyolar..
gidiyolar..
geliyolar...
gidiyolar...
ve yine geliyolar..
onlara onları sevdiğinizi söyleyin.
ben artık öyle yapıyorum.
şaşırıyolar.
ama insanlar değişebilir di mi ?
düşüncelerinizi duygularınızı gereksiz olduğunu düşünseniz de dillendirin.
mutluluk vericektir.
s*
25 Ağustos 2010 Çarşamba
LarisKonfino*
Sınırları olmaksızın gülen
Her ortama dalıp
çıkmasını da bilen biri o
Sarılarının bazıları fake olsada
Lüleleri ruhunun güzelliğini yansıtır
Her şeye açık
Irın kırını az.
Herkesin sahip olması gereken
Rahatlığından taviz vermeyen
biri o.
daha hiç üzgün ya da sinirli görmememe rağmen
o tarz sıkıntılı duygularının
bir yerlerde varolduğunu düşündüğüm
yansıtmamayı bildiği için
çok şanslı biri o.
Bence Laris,
öss gibi.
her şeye sahip,çoktan seçmeli.
biraz da nutella gibi,
herkesin ortak sevgilisi
ne kadar yesekte baymadığımız birisi.
Bence herkes Laris gibi bi arkadaşa sahip olmalı
DEMİYORUM.
çünkü ona benzer olduğunu sanmıyorum.
Laris iyi ki varsın yavrum.
Daha da pohpohlamıyorum.
Artık blogumdasın.
Şanslısın.
Bir numarasın.
Fiyakalısın.
İyi günler.
s*
p.s. bu kadar övdüğüme bakmayın akşam benle sinemaya gelsin diye yazdım bunları.
21 Ağustos 2010 Cumartesi
noktatışlıksız mutluluk formülizasyonu*

mutluluğu tek bir noktaya bağlamak yorucu..
pek doğru değil..
yapmamızın nedeni o noktayı tanımamız
ve her hareketini bilmemiz
ve tahminlerde bulunabilmemiz..
ama güvenilirliği en yüksek olduğundan dolayı.
rahatça hedefi oraya koyabiliyoruz.
neyse şu an babam geldi bodrum'dan
istediğim peştemal bornozdan getirmiş yihuuuuu
önce bi havuzda denicem baktım cok jonjon
evde giyerim artık =)
sonuç olarak,
mutluluğunuzu benim gibi nokta atışlık yerlere koymayın..
sonra canınız sıkılır..
dağıtın oraya buraya biraz da şuraya ..
kalmasın tek noktada.
iyi günler =)
s*
20 Ağustos 2010 Cuma
jeveuxbienqueleventmeporte*
ay odaya minik bi rüzgar girince heycandan ölüyorum.
yeter istemiyorum klimayla yaşamak!
nolur geri dön rüzgar.
lütfen.
bir tek dileğim var hızlı es yeter.
s*
yeter istemiyorum klimayla yaşamak!
nolur geri dön rüzgar.
lütfen.
bir tek dileğim var hızlı es yeter.
s*
15 Ağustos 2010 Pazar
frenchkans*
yeni okuduğum kitaba göre
negatiflikten uzak bi şeyler yazmaya çalışıyorum.
hafiften de beceremediğimi hissediyorum.
önceki iç dökümlerime baktığımda cok mutluları
aynı zamanda sıkıntıları görüyorum.
dillendirmek ?
gerçekten lazım mı acaba.
bazen böyle etrafıma bakıyorum
eğer benden daha sıkıntılı olduğunu hissettiğim biri varsa
hafif bi rahatlama geçiriyorum.
ne kadar ayıp ama.
şimdi ise durup dururken
kafamda öyle bi olay kurdum ki anlatsam masal olur.
onu silkelemeye gidiyorum.
bonne journée!
s*
7 Ağustos 2010 Cumartesi
insanları idare etme sanatı*
insanları idare etme sanatı.
gerçekten zor zanaat ama başarana da helal.
naparım;
bi ortama girdiğimde önce hiç konusmam.
insanları dinlerim.
niye sessizsin?
dediklerinde..
bi şeyler sallarım ki fazla sormasınlar diye
ama sonra alıştım mı
bu sefer sessizliğim özlenir..
gibi gibi.
ama insanları idare etmek.
alttan almak.
bunları yavaştan öğreniyorum.
fevri tavırlarımı kendime saklayarak
ya da ev halkından çıkararak dışarıya yansıtmamayı.
daha iyi biliyo musunuz.
deneyin.
farkı siz de görüceksiniz =)
s*
gerçekten zor zanaat ama başarana da helal.
naparım;
bi ortama girdiğimde önce hiç konusmam.
insanları dinlerim.
niye sessizsin?
dediklerinde..
bi şeyler sallarım ki fazla sormasınlar diye
ama sonra alıştım mı
bu sefer sessizliğim özlenir..
gibi gibi.
ama insanları idare etmek.
alttan almak.
bunları yavaştan öğreniyorum.
fevri tavırlarımı kendime saklayarak
ya da ev halkından çıkararak dışarıya yansıtmamayı.
daha iyi biliyo musunuz.
deneyin.
farkı siz de görüceksiniz =)
s*
26 Temmuz 2010 Pazartesi
sevgiliblog*

demin bakkalın orda beklerken..
bu gece inanılmaz blog yazasım var dedim..
ha tabi gün içinde de milyonlarca şey geliyo aklıma ama..
hepsini aktaramıyorum..
kafam eskisi gibi diil ki..
yaşlanmıyorum heralde di mi ?
kafamda 2 tel beyaz çıktı diye.
artık adada yaşamanın ne kadar güzel bi şey olduğunu
anlatıp düşünmekten ben yoruldum.
ama yine de hiç bi yerde yağmurun altında oturup ıslanmadan
onu izlemenin keyfi adadaki kadar olamaz..
küçükken yağmurdan korkardım.
ama ona inat balkona çıkar,
annemi zorla çağırır ve beraber çay içerdik.
bugün, o günleri hatırladım..
duygularımı kelimelere dökememeye başladım..
en korktuğum şey..
(arada klavyemin 'E' Tuşu beni delirtiyo..)
sırf çirkin gözükmesin diye e siz yazmıyor ve çılgınlar gibi basıyorum..
aya yorgi'ye çıktık dün..
baya güzeldi..
söylemek istedim..
çocukluk arkadaşları çok güzel..
onları seviyorum.
s*
19 Temmuz 2010 Pazartesi
ada'm*
dün yürürken adada akşamüstü
çocuğuna bisiklete binmeyi öğreten bi baba gördüm..
bi anda kendi pembe bisikletim geldi aklıma
ve babamın selesinden tutup bana nasıl öğrettiği..
burda büyüdüm ben.
yazlarımı bu adada geçirdim.
halen de devam ediyorum.
arkadaşlarım sürekli soruyolar ne var burda bu kadar ? neden hep geliyosun ?
diye.
daha nasıl anlatabilirim ki?
s*
çocuğuna bisiklete binmeyi öğreten bi baba gördüm..
bi anda kendi pembe bisikletim geldi aklıma
ve babamın selesinden tutup bana nasıl öğrettiği..
burda büyüdüm ben.
yazlarımı bu adada geçirdim.
halen de devam ediyorum.
arkadaşlarım sürekli soruyolar ne var burda bu kadar ? neden hep geliyosun ?
diye.
daha nasıl anlatabilirim ki?
s*
1 Temmuz 2010 Perşembe
güzel insanlar*
gerçekten o kadar güzel insanlarla tanıştım ki.
anlatamıyorum.
alışıyorum ya hani sonra bırakamıyorum.
bıraktım diyorum..
kendimi dahi kandıramıyorum.
rutinimi bozuyorum
kendime kızıyorum.
çok özlicem o insanları
ama nasıldır bilirsiniz
samimi olduktan sonra hep görüşücez..
sonra 1-2 muhabbet..
ve son.
bunu istemiyorum.
nasıl ayakta tutarsın aynı ortamdan uzaklaştığın insanlarla olan ilişkini ?
zor..
ama imkansız değil.
muhabbet konun ve gündemin değişir o kadar..
çok güzel insanlarla tanıştm..
onları çok sevdim.
elimden geldiğince hayatlarına yapışıcam.
mümkünse çıkmicam kolay kolay.
hazırlıklı olun güzel insanlar ,
bu deli peşinizi uzun süre bırakmicak! =)
s*
anlatamıyorum.
alışıyorum ya hani sonra bırakamıyorum.
bıraktım diyorum..
kendimi dahi kandıramıyorum.
rutinimi bozuyorum
kendime kızıyorum.
çok özlicem o insanları
ama nasıldır bilirsiniz
samimi olduktan sonra hep görüşücez..
sonra 1-2 muhabbet..
ve son.
bunu istemiyorum.
nasıl ayakta tutarsın aynı ortamdan uzaklaştığın insanlarla olan ilişkini ?
zor..
ama imkansız değil.
muhabbet konun ve gündemin değişir o kadar..
çok güzel insanlarla tanıştm..
onları çok sevdim.
elimden geldiğince hayatlarına yapışıcam.
mümkünse çıkmicam kolay kolay.
hazırlıklı olun güzel insanlar ,
bu deli peşinizi uzun süre bırakmicak! =)
s*
1 Haziran 2010 Salı
degeulasse*
gerçekten helal olsun.
senelerce kurdun kurdun ve başardın.
gerçekten ya..
insanları da öyle bi inandırdın ki artık elinden kimse kurtulamaz..
istediğin oldu
kutla istersen
ama yakındır kutlarsın zaten.
cok zavallısın ama zekisin.
ona bi şey diyemem.
gün gelicek sende batıcaksın demek isterdim ama..
bu kadar cahille bi arada yaşarken maalesef batmazsın..
ölene kadar yaşarsın..
iğrençsin
senden nefret ediyorum
sana inanan bütün insanlara da öyle bi acıyorum ki
maalesef anlatılmaz..
senelerce kurdun kurdun ve başardın.
gerçekten ya..
insanları da öyle bi inandırdın ki artık elinden kimse kurtulamaz..
istediğin oldu
kutla istersen
ama yakındır kutlarsın zaten.
cok zavallısın ama zekisin.
ona bi şey diyemem.
gün gelicek sende batıcaksın demek isterdim ama..
bu kadar cahille bi arada yaşarken maalesef batmazsın..
ölene kadar yaşarsın..
iğrençsin
senden nefret ediyorum
sana inanan bütün insanlara da öyle bi acıyorum ki
maalesef anlatılmaz..
15 Nisan 2010 Perşembe
je vais crieeeeeeeeeer*
diyolar
gittin de bi bok oldu
evet bi bok oldu
burdaki sıkılmış
ngatif
bayık insanların düşünceleriyle yıkanıyorum her gün
gidin kendinize başka piyon bulun
detaylarla işim bitti
en azından kendi içimde yaşadağım kısmı kaldı
dışarıya vurduğum kısım sakin rahat
dedikoduyu severim.
ama detayını diil.
gerginliği sevmem.
yaratandan o anda uzaklaşmak istiyorum
onların etrafında yaşam cok güç
biraz kendi halime bıraksanıza ?
ha insanlar ?
teşekkür ediyorum m'entourage.
s*
gittin de bi bok oldu
evet bi bok oldu
burdaki sıkılmış
ngatif
bayık insanların düşünceleriyle yıkanıyorum her gün
gidin kendinize başka piyon bulun
detaylarla işim bitti
en azından kendi içimde yaşadağım kısmı kaldı
dışarıya vurduğum kısım sakin rahat
dedikoduyu severim.
ama detayını diil.
gerginliği sevmem.
yaratandan o anda uzaklaşmak istiyorum
onların etrafında yaşam cok güç
biraz kendi halime bıraksanıza ?
ha insanlar ?
teşekkür ediyorum m'entourage.
s*
29 Mart 2010 Pazartesi
sans nom*
i cannot stand crying in every 5 minutes.
je dois m'arreter mais ça me parait que cest pas possible.
a noel quand je rentre chez moi j'ai pas compris mes autres amis
qui rentrent pour toujours..
mais maintenant je comprends tres bien..
cest vraiment difficile apres 7 mois.
on crée un vie ici.
des amis.
des relations tres spéciales.
je sais pas comment je vais quitter..
je sais pas.
je dois m'arreter mais ça me parait que cest pas possible.
a noel quand je rentre chez moi j'ai pas compris mes autres amis
qui rentrent pour toujours..
mais maintenant je comprends tres bien..
cest vraiment difficile apres 7 mois.
on crée un vie ici.
des amis.
des relations tres spéciales.
je sais pas comment je vais quitter..
je sais pas.
28 Mart 2010 Pazar
prtim ve osnrsı
noaksdaratatlıtdyıki bu yazıyı da unutmamak için yazoyprum
bayabay artimi cw ondan osnrasını unutmayacağım.
bayabay artimi cw ondan osnrasını unutmayacağım.
25 Mart 2010 Perşembe
mutluluğumu kelimelere dökemediğim anlardan bi tanesi*
ay tüylerim diken diken oluyo
gerçekten ağlamam geliyo durup durup
ya insan 7 ay bi yerde yaşayıp nasıl 1 günde ayrılabilir
söyler misiniz ?
cumartesi günü süpriz bye bye partim var evimin altında
ondan evvel bütün erasmusların katıldığı piknik var!
ve pikniğe getirilicek malzemeler listesi şöyle;
yiyecek
içecek
örtü
ve
serena için sabundan yapılan balonlar.
ya ben bu insanlara bayılıyorum.
biraz geç oldu ama bu anılar o kadar güzeller ki..
anlatılmaz gerçekten.
klişe olucak ama
yaşamak gerek gerçekten.
dünyanın her yerinden insanlar
birbirleriyle fransızca konuşmaya çalışıyolar
ah nancy
beni çok mutlu ettin
bi kere daha
bin kere daha da söylerim.
seni hiiiiç ama hiiiiiiç unutmicam..
gerçekten ağlamam geliyo durup durup
ya insan 7 ay bi yerde yaşayıp nasıl 1 günde ayrılabilir
söyler misiniz ?
cumartesi günü süpriz bye bye partim var evimin altında
ondan evvel bütün erasmusların katıldığı piknik var!
ve pikniğe getirilicek malzemeler listesi şöyle;
yiyecek
içecek
örtü
ve
serena için sabundan yapılan balonlar.
ya ben bu insanlara bayılıyorum.
biraz geç oldu ama bu anılar o kadar güzeller ki..
anlatılmaz gerçekten.
klişe olucak ama
yaşamak gerek gerçekten.
dünyanın her yerinden insanlar
birbirleriyle fransızca konuşmaya çalışıyolar
ah nancy
beni çok mutlu ettin
bi kere daha
bin kere daha da söylerim.
seni hiiiiç ama hiiiiiiç unutmicam..
11 Mart 2010 Perşembe
Makarna*
Öğrencinin baş tacısın
Sen sofraların 1 numarasısın
Seni kim bulduysa helal olsun
Makarna sen olmasan napardık
Orda burda aç koşardık
Sensiz nasıl yaşardık
Makarna kalbimin sultanısın
Issız gecelerin kurtarıcısısın
Soslu , sossuz inanılmazsın
Fırın tencere yer seçmezsin
Ev hanımlarını terletmezsin
En fazlan 10 dakikadır
Makarna sen bizim her şeyimizsin.
s*
Sen sofraların 1 numarasısın
Seni kim bulduysa helal olsun
Makarna sen olmasan napardık
Orda burda aç koşardık
Sensiz nasıl yaşardık
Makarna kalbimin sultanısın
Issız gecelerin kurtarıcısısın
Soslu , sossuz inanılmazsın
Fırın tencere yer seçmezsin
Ev hanımlarını terletmezsin
En fazlan 10 dakikadır
Makarna sen bizim her şeyimizsin.
s*
10 Mart 2010 Çarşamba
Daha terketmeden özlemek* (Manquation avant de quitter)
bitiyo.
7 aydır aşık olduğum bu şehirden gidiyorum.
Nancy'i bırakıyorum.
hazır mıyım onu da bilmiyorum.
evet ki çok alıştım.
evet ki benimsedim buraları.
ama İstanbul'u da özledim.
kaos'u özledim.
hep söylüyorum.
bu 2'li arasında gidip gelirken mutluydum.
habire Paris'e gidip gelmekten memnundum.
halen memnunum.
yine kullanıcam Paris'i.
ama Nancy'i İstanbul'a bağlasın diye.
Napıcaksın? Nerdesin ? dediklerinde ; evdeyim.
diyorum uzunca zamandır.
Erasmus o kadar mükemmel bi şey ki.
ama hep düşünmeye başladığım zaman arada kalıyorum.
hayatında sadece 1 kere erasmus hakkın var.
yaptığında , bittiğinde hüzün.
yapmazsan; acaba'nın verdiği hüzün.
2 hüzünden birini seçiceksin illa.
Nancy her zaman diyorum ya,
çok özlicem seni.
Çok seviyorum seni.
C'était si difficile de s'habituer au début..
Ça sera si difficile de te quitter..
Mais tkt..
Car je reviens..
Son 3 hafta.
Nancy <3
S*
7 aydır aşık olduğum bu şehirden gidiyorum.
Nancy'i bırakıyorum.
hazır mıyım onu da bilmiyorum.
evet ki çok alıştım.
evet ki benimsedim buraları.
ama İstanbul'u da özledim.
kaos'u özledim.
hep söylüyorum.
bu 2'li arasında gidip gelirken mutluydum.
habire Paris'e gidip gelmekten memnundum.
halen memnunum.
yine kullanıcam Paris'i.
ama Nancy'i İstanbul'a bağlasın diye.
Napıcaksın? Nerdesin ? dediklerinde ; evdeyim.
diyorum uzunca zamandır.
Erasmus o kadar mükemmel bi şey ki.
ama hep düşünmeye başladığım zaman arada kalıyorum.
hayatında sadece 1 kere erasmus hakkın var.
yaptığında , bittiğinde hüzün.
yapmazsan; acaba'nın verdiği hüzün.
2 hüzünden birini seçiceksin illa.
Nancy her zaman diyorum ya,
çok özlicem seni.
Çok seviyorum seni.
C'était si difficile de s'habituer au début..
Ça sera si difficile de te quitter..
Mais tkt..
Car je reviens..
Son 3 hafta.
Nancy <3
S*
7 Mart 2010 Pazar
İyi pazarlar Nancy*
Ailelerinin yanında haftasonunu geçiren öğrenciler..
Pazar akşamları Nancy'e dönerler..
Dışardan gelen bavul sesleri..
Yeni bir haftanın daha başlayacağını haber verirler..
Pazar akşamları Nancy'e dönerler..
Dışardan gelen bavul sesleri..
Yeni bir haftanın daha başlayacağını haber verirler..
3 Mart 2010 Çarşamba
2 Mart 2010 Salı
À l'enfant qui viendra*
bugün yemeğe erken gittim.
çünkü 'tout le monde veut prendre sa place' izlicektim.
tabi hafif geç kaldım fransız dostlarım yüzünden.
neyse tv odasına cıktım.
televizyonu açtım.
açtığım anda çıkan ilk soru :
-Joe Dassin'in 'A toi' şarkısında 'qui nous ressemblera..' sözünden önce hangi söz geliyor?
heycandan öldüm cevabını biliyorum diye =)
À toiÀ la façon que tu as d'être belleÀ la façon que tu as d'être à moiÀ tes mots tendres un peu artificielsQuelquefoisÀ toiÀ la petite fille que tu étaisÀ celle que tu es encore souventÀ ton passé, à tes secretsÀ tes anciens princes charmantsÀ la vie, à l'amourÀ nos nuits, à nos joursà l'éternel retour de la chanceÀ l'enfant qui viendraQui nous ressembleraQui sera à la fois toi et moiÀ moiÀ la folie dont tu es la raisonÀ mes colères sans savoir pourquoiÀ mes silences et à mes trahisonsQuelquefoisÀ moiAu temps que j'ai passé à te chercherAux qualités dont tu te moques bienAux défauts que je t'ai cachésÀ mes idées de baladinÀ la vie, à l'amourÀ nos nuits, à nos joursÀ l'éternel retour de la chance À l'enfant qui viendra Qui nous ressembleraQui sera à la fois toi et moiÀ nousAux souvenirs que nous allons nous faireÀ l'avenir et au présent surtoutÀ la santé de cette vieille terreQui s'en foutÀ nousÀ nos espoirs et à nos illusionsÀ notre prochain premier rendez-vousÀ la santé de ces millions d'amoureuxQui sont comme nousÀ toiÀ la façon que tu as d'être belleÀ la façon que tu as d'être à moiÀ tes mots tendres un peu artificielsQuelquefoisÀ toiÀ la petite fille que tu étaisÀ celle que tu es encore souventÀ ton passé, à tes secretsÀ tes anciens princes charmants
evet..
gelecek cocuğumuz bize benzicek sözünü bildiğim için yarışmanın geri kalanında kendimi şampiyon ilan ettim.
Nagui, je t'<3>
bisous tt le monde! =)
s*
1 Mart 2010 Pazartesi
We're the world*
çoktandır böyle içten ağlamamıştım gerçekten.
'We are the world' şarkısını dinlediğim her ama her zaman
gözyaşlarımı gerçekten tutamıyorum.
neden derseniz onu da bilmiyorum.
ama bu sefer Thaiti için olanını dinledim.
izlerken o bütün herkesi
ay nasıl hüngür hüngür ağlıyorum.
ben kendimi anlamıyorum.
Umarım yakın zamanda her şey düzelir.
We're the world , we're the children..!
s*
'We are the world' şarkısını dinlediğim her ama her zaman
gözyaşlarımı gerçekten tutamıyorum.
neden derseniz onu da bilmiyorum.
ama bu sefer Thaiti için olanını dinledim.
izlerken o bütün herkesi
ay nasıl hüngür hüngür ağlıyorum.
ben kendimi anlamıyorum.
Umarım yakın zamanda her şey düzelir.
We're the world , we're the children..!
s*
5 Şubat 2010 Cuma
Serena au Pays des Merveilles*
O kadar zaman yazmadıktan sonra bi anda ilham geldi.
gerçekten.
piano sesinin ne kadar güzel olduğunu hatırladığımda..
yaşadığım residence'ta aşağıda bir müzik odası varmış.
Cinsel tercihleri farklı olan arkadaşım piano çalacağını gelmek isteyip
istemediğimi sordu..
neden olmasın dedim.
aşağıya indik.
Bembeyaz bir oda..
beyaz koltuklar ve Bembeyaz bir piano...
Burada böle bişi olucağını hiç tahmin etmezdim gerçekten.
Oturdum koltuklardan birine.
Martial çalmaya başladı.
Bildiğiniz ağlamam geldi.
her notaya basışında ifade edemediğim duygularla karşılaştım kendi içimde.
Yok dedim.
kendimi mi tanımicam.
daha cok akor bastıkça daha bi garip hissettim kendimi.
ama mutlu bi gariplik.
Gerçekten çok mutluydum o 30 dakika.
Odadan cıktığımızda,
nerde olduğumu
neden orda olduğumu
niçin burda durduğumu sorguluyodum..
ama hayalperest bir biçimde..
Serena Harikalar Diyarında sanki..
Teşekkürler Martial..
S*
gerçekten.
piano sesinin ne kadar güzel olduğunu hatırladığımda..
yaşadığım residence'ta aşağıda bir müzik odası varmış.
Cinsel tercihleri farklı olan arkadaşım piano çalacağını gelmek isteyip
istemediğimi sordu..
neden olmasın dedim.
aşağıya indik.
Bembeyaz bir oda..
beyaz koltuklar ve Bembeyaz bir piano...
Burada böle bişi olucağını hiç tahmin etmezdim gerçekten.
Oturdum koltuklardan birine.
Martial çalmaya başladı.
Bildiğiniz ağlamam geldi.
her notaya basışında ifade edemediğim duygularla karşılaştım kendi içimde.
Yok dedim.
kendimi mi tanımicam.
daha cok akor bastıkça daha bi garip hissettim kendimi.
ama mutlu bi gariplik.
Gerçekten çok mutluydum o 30 dakika.
Odadan cıktığımızda,
nerde olduğumu
neden orda olduğumu
niçin burda durduğumu sorguluyodum..
ama hayalperest bir biçimde..
Serena Harikalar Diyarında sanki..
Teşekkürler Martial..
S*
23 Ocak 2010 Cumartesi
nancy her zamanki gibi
evet çoktandır bakmıyodum buraya.
dönemlerim var tabi.
cok dolduğum
cok eğlendiğim
gibi gibi..
yazmamı sağlayan duygu değişimleri.
geçen gün semiz otu yemeği
bugün de kabak yaptıktan sonra
hayatta her seyin o kadar da zor oldmadığını gördüm.
ama bugün aşk-ı memnu'nun son bölümünü seyrettim.
içime çöken sıkıntının anlatılacak yanı yok.
gerçekten çok daraldım.
odamda oturuyorum.
demin cezvede süt kaynatıp bisküvi batırarak yedim.
tabi ki sıcaklık yüzünden bazıları kırılıp içine düştü.
normaldir.
olur böyle şeyler.
naparsın ?
bitince kaşığı sokup yersin bu kadar basit.
neyse şimdi ilk defa burda tek başıma kahve içmeye gitmeyi düşünüyorum.
evet yapıcam bunu.
öpüyorum.
kendinize iyi bakın.
s*
dönemlerim var tabi.
cok dolduğum
cok eğlendiğim
gibi gibi..
yazmamı sağlayan duygu değişimleri.
geçen gün semiz otu yemeği
bugün de kabak yaptıktan sonra
hayatta her seyin o kadar da zor oldmadığını gördüm.
ama bugün aşk-ı memnu'nun son bölümünü seyrettim.
içime çöken sıkıntının anlatılacak yanı yok.
gerçekten çok daraldım.
odamda oturuyorum.
demin cezvede süt kaynatıp bisküvi batırarak yedim.
tabi ki sıcaklık yüzünden bazıları kırılıp içine düştü.
normaldir.
olur böyle şeyler.
naparsın ?
bitince kaşığı sokup yersin bu kadar basit.
neyse şimdi ilk defa burda tek başıma kahve içmeye gitmeyi düşünüyorum.
evet yapıcam bunu.
öpüyorum.
kendinize iyi bakın.
s*
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
