1 Nisan 2009 Çarşamba

çocuk ve doğduğu gün*

yazdıklarını dikkatlice takip etmemi söyledi
onu anlamam için bunu yapmam lazımmış
bir blogu olmasını diledi ve anlatmaya başladı..
pazartesi martın 30 u.
hummalı bir koşuşturma onu bekliyodu.
ertesi gününe teslim etmesi gereken bir röportajı olduğunu ama henüz bir röportaja sahip olmadığını söyledi.
günler öncesinden ayarlanmıştı randevu.
bir semtin Saray muhallebicisinde buluştular.
gayet sakin ve hoş bir yer.
bir beyefendiydi karşısındaki.
istanbul'u karış karış gezmiş büyük bir kültür adamı.
'okulu kırdım' dedi çocuk.
devam etti.
kendisinin soru sormayı becerememesi ve karşısındaki adamın 1 saat susmadan konuşup istanbul'u anlatması onu ondan almış..
'ya bi de soru sorsaydım..' diye düşünmüş.
röportajı bitince uzun zamandır yapmadığı bi şeyi yapmış..
elinde fotoraf makinesi.. boğazı seyreden insanları izlemiş.
bir uçtan bir uca defalarca yürümüş.
yavaş.
sadece 3 tane resim çekmiş.
gözleriyle insanları seyretmiş.
o andan sonra insanların gözlerinden boğaza bakabilmeyi öğrenmiş.
sevgililerin , aşıkların birbirine verdiği simitleri görmüş..
hoşuna gitmiş.
sonra vapura bindi.
yukarda teras dediği açık alanda oturdu.
rüzgarı çok sevdi.
sonra koşan insanları gördü karaya inince..
canı çekti o da koştu.
sanki treni kaçırmışçasına..
ama biliyodu..
eski zamanlardan..
o tren saatinde kalkmayacak ve koştuğuna değmeyecek.
nitekim öyle olmuş.
oturdu etrafına bakarken yaşlı bir çiftin trene bindiğini gördü.
dedim ya o gün farklıydı.Klişelerin göze bu kadar güzel geldiği o gün.
kimse yerinden kıpırdamayınca çifte yer verdi.
yaşlı dedenin sevgisini kazandı.
indiğinde içi huzur dolmuştu.
eve geldi.
geç oldu.saat 01.32 de annesinin onun için ayırdığı mantı geldi aklına.
büyükbaş hayvanlar gibi yedi.
röportajını düzeltmesi 4.30 u buldu.
doğumgünüydü artık.
sabah uyandı.
karşıya geçtikten sonra shuttle'ı kaçırdı.
kaçırması iyi oldu.
dünden kalma farklı gününe devam etti.
kulaklarına o kadar çok ses geliyodu ki , daha evvel farkında olmadığı bir gürültüyle karşılaştı.
yürüdü.sinemaya bilet aldı.salona girdi.
koridorlarda , okullarından kaçmış genç çiftleri gördü.
tebessüm etti.
görevlininin istediğiniz yere oturabilirsiniz demesi yüzündeki tebessümü hafif bir gülümsemeye çevirdi.
kocaman salon.kimse yok.istediği koltuğa oturdu.
hesap yaptı film baslayana kadar uyumak için.
film bitti.
dışarı çıktı.
doğum günü olduğu aklına geldi.
beşiktaşa gitti bir arkadaşına.
çok keyiflendi.
aynı şekilde eve döndü vapurun terasında.
kardeşiyle yedi.
canım ailemi seyretti..
annesi babası geldi.
pasta üfledi , sarıldı ..
sonra bana bunları anlattı.
kimi yerde -miş kimi yerde -di kullandım.
ama olsun.
çocuk uzun zamandır yaşamadığı güzellikleri 2 güne sığdırdı.
bir blogu olmasada farketmez.
duygularını ifade edebildikten sonra..

s*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder